005). The nasofacial proportion has been found to include the most proportional subjects (33%) followed by the orbito-nasal (30%), the orbital proportion (25%) and the naso-oral proportion (17%) in the female. Considering the male, the orbital proportion has been found to include the most proportional subjects (23%) followed by the orbito-nasal proportion (21%), naso-facial proportion (19%) and the naso-oral proportion (17% (Folia Morphol 2016; 75, 4: 512-517)
Bu çalışma, cinsiyete göre, yüzün antropometrik normlarının ortalama değerlerini belirlemek ve yetişkin Türk bireylerin nazal indeksini tanımlamak amacıyla yapıldı. Gereç ve yöntemler: Bu çalışma, 20-35 yaş aralığında bulunan, toplam 200 sağlıklı (100 kadın, 100 erkek) yetişkin birey üzerinde yapıldı. Antropometrik landmarklar kullanılarak, milimetrik kumpas ile yüz üzerinden horizontal ve vertikal direk ölçümler alındı. Bulgular: Bulgular nazal index ile karşılaştırıldı. Her iki grup değerlendirildiğinde, alt ve üst dudak kalınlığı hariç tüm parametreler erkeklerde daha yüksek bulundu. Cinsiyetler karşılaştırıldığında, üst yüz genişliği, göz genişliği, burun ucu yüksekliği, alın yüksekliği I ve II hariç tüm diğer parametrelerde anlamlı bir fark gözlendi (P<0.05). Nazal indeks kadınlarda 64.17, erkeklerde ise 66.12 olarak tespit edildi. Sonuç: Yüzün vertikal ve horizontal ölçümlerinin kantitatif analizine göre elde edilen bulgular, rekonstrüktif ve estetik operasyonların hazırlığında, yetişkin Türk bireylerin yüzünün değerlendirilmesinde cerrahlara rehber olacaktır.
bsbd@balikesir.edu.tr www.bau-sbdergisi.com ÖZET GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırmada omega -3 yağ asitlerinin sıçan karaciğer dokusundaki bazı metabolik enzimlerin aktivitelerine olan olumlu etkisinin biyokimyasal düzeyde incelenmesi amaçlandı. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışma kapsamında toplamda 16 adet Wistar -Albino cinsi erişkin erkek sıçan iki gruba ayrılarak kullanıldı. Kontrol grubundaki sıçanlara (n=8) intragastrik gavaj yöntemi ile serum fizyolojik zerk edildi. Deney grubundaki sıçanlara (n=8) ise 400 mg/kg vücut ağırlığı dozu olacak şekilde omega -3 yağ asidi yine intragastrik gavaj yöntemi ile verildi. Altı hafta devam eden çalışma süresi sonunda tüm hayvanlar dekapite edilmek suretiyle öldürüldü ve karaciğer doku örnekleri alındı. Bu doku örneklerinde malondialdehit (MDA) düzeyi, süperoksit dismutaz (SOD) ve glutatyon peroksidaz (GSH-Px) enzim aktivasyonları spektrofotometrik yöntem kullanılarak tayin edildi. Ayrıca gruplara ait serum örneklerinde aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT) ve alkalen fosfataz (ALP) değerleri belirlendi. BULGULAR: Yapılan çalışma sonucunda omega -3 yağ asidi tatbik edilen deney grubu sıçanların karaciğer doku örneklerinde kontrol grubuna oranla MDH düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde azalma izlendi. SOD ve GSH-Px enzim aktivasyonlarında ise kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir artış tespit edildi. Ayrıca bu bulgulara ilave olarak deney grubu sıçanların alınan serum örneklerinde AST (U/L) ve ALT (U/L) enzim değerlerinin kontrol grubu hayvanların değerlerine oranla istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde düşüş gösterdiği tespit edildi. ALP (U/L) enzim değerinin ise kontrol grubuna oranla göstermiş olduğu azalmanın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlendi. TARTIŞMA ve SONUÇ: Sıçanlar üzerinde yürütmüş olduğumuz bu çalışmada, omega -3 yağ asitlerinin sıçan karaciğer dokusu üzerinde oksitatif hasarı önlediği ve antioksidan sistemi güçlendirdiği gösterildi.Anahtar Kelimeler: Omega -3 yağ asiti, karaciğer, sıçan SUMMARY INTRODUCTION: In this research, positive effects of omega -3 fatty acids on activities of some metabolic enzymes in rat liver were investigated at biochemical level. METHODS: In the study a total of 16 Wistar -Albino male rats were divided into two groups. Physiological serum was injected to the rats in the control group (n=8) with intragastric gavage method. 400 mg/kg omega -3 fatty acids, body weight per dose, was administered to rats in the experimental group (n=8) by intragastric gavage method again. After six weeks of treatments all animals were killed by decapitation and liver tissue samples were taken. Malondialdehyde (MDA) level and superoxide dismutase (SOD) and glutathione peroxidase (GSH-Px) enzyme activities were detected in tissue samples. In addition to liver tissue, blood of the animals was also collected and aspartade aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT) and alkaline phosphatase (ALP) levels were detected in serum samples. RESULTS: MDA level in omega -3 fatty acid treated group w...
Objective: Tension-type headache (TTH) with an average lifetime prevalence of 46% (12-78%) in adults is the most common primary headache type. Acupuncture treatment is one of the adjunctive therapy in tension type headache so we wanted to evaluate the response difference of acupuncture between genders. Material and Methods: In this retrospective study, the medical records of TTH patients, aged between 18 and 60, who did not receive conventional medical treatment (patient refusing medical treatment or intolerance due to drug side effects) and completed pre-determined sessions of acupuncture therapy in the outpatient clinics between 2017 and 2019 were evaluated. The monthly attack frequency, attack severity (Visual Analogue Scale), and the duration of attacks before and after acupuncture treatment between genders were documented. Results: A total of 17 patients meeting the study criteria were included in the study. No statistically significant difference in the frequency, the duration, and the severity of monthly attacks before and after the treatment were found between the genders. The monthly attack frequency and Visual Analogue Scale (VAS) score were found to be significantly decreased in women themselves before and after treatment in themselves. There was no statistically significant difference in the frequency, duration and severity of monthly attacks before and after the treatment among the men. Conclusion: Acupuncture should be considered as an alternative treatment option, especially in women with chronic TTH who do not want to use drugs or who have tolerability problems due to side effects or combination with medical therapy.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.