Directors can direct and influence the masses both professionally and in terms of their position in society. Directors with these qualities are also among the important stakeholders of film festivals. In this study, it is aimed to determine the contribution of film festivals to the region. So, the qualitative research method was adopted and the data were collected by interview technique. The sample of the research in Turkey with an easy sampling method has been invited to at least 5 film festivals and consists of 12 documentary filmmakers. The data obtained were subjected to content analysis using the MAXQDA 2020 qualitative analysis program method. As a result of the study, the answers given by the directors were collected under three themes: "economic", "sociocultural" and "promotion and image". Firstly it has been determined that the economic contributions of film festivals to the region are to increase the number of visitors in the region. Secondly, it has been realized that the socio-cultural contributions of film festivals to the region are to promote and protect the cultural heritage of the region. And finally, it has been determined that the promotion and image contributions of film festivals to the region are to provide national and international recognition.

ÖzÇay, dünyada olduğu kadar ülkemizde de en çok tüketilen içeceklerden birisi haline gelmiştir. Çayın vazgeçilmez olması, onun aynı zamanda sohbetlerin de ortağı olmasına bağlıdır. İki kişi bir araya geldiğinde bir çay söyleyip, iki lafın belini kırma derdine girer. Kültürümüzde yaygın olan çay içme geleneği, özellikle çay ocaklarının, kahvehanelerin ve kafeteryaların artmasıyla birlikte kişilerin birbirleriyle kurdukları iletişimin de en değerli tanığı haline dönüşmüştür.Çay, iletişim ve kişilerarası iletişime katkı sağlaması bakımından kültürümüzün önemli içeceklerinden birisidir. Söz konusu bu içeceğin misafirlerimize ikram aşamasında ilk tercih edilen içecek olması önemlidir. Yine çayın en çok tüketildiği mekânlardan olan çay ocakları, kahvehaneler ve kafeteryalarda sohbetin başrol oyuncusu olması ve kişilerarası iletişimdeki rolü tartışma götürmez bir gerçektir.Bu düşüncelerden hareketle çalışmada en fazla tüketildiği mekânlar başta olmak üzere, içildiği her ortamda sohbetlerin başkahramanı olan çayın, kişilerarası iletişime ne denli katkı sağladığı araştırılmıştır. Bu nedenle katılımcılara anket uygulaması yapılmış ve çay içme kültürünün kişilerarası iletişime katkısı incelenmiştir. Çalışmanın örneklemini Gümüşhane ve Erzurum illeri oluşturmuştur. Böylelikle bu çalışmada adı geçen illerde gerçekleştirilen anket sonucunda kültürümüzün bir uzantısı olan çayın, iletişim ve kişilerarası iletişimde oynadığı role ait bilgiler elde edilmiştir. AbstractTea has been one of the most consumed beverages in our country as well as in the world. The indispensability of tea depends on being part of talks as well. When two people come together, they are occupied with ordering tea and shooting the breeze. Custom of drinking tea which is common in our culture has become the most valuable witness for the communication of the people each other as a result of the increase of cafes and cafeterias, especially teahouses.Tea is one of the significant beverages of our culture in the sense that it makes a contribution to communication and interpersonal communication. It is important that it is the first preferred beverage when we welcome our guests. It is an unquestionably fact that teahouses, cafes and cafeterias in which tea is consumed the most play a significant role in interpersonal communication and chats.From this point of view, it is researched that the extent of contribution of tea which is leading actor in all consumed places particularly in the places drunk the most to interpersonal communication. Therefore, it was conducted a survey with the participants the contribution of tea drinking culture to interpersonal communication is exemined. The sample of the study is composed of the provinces Gumushane and Erzurum. On this purpose, the datas about the role of the tea which plays in communication and interpersonal communication were collected through the survey carried out in the mentioned provinces.

Sinema, ekonomik büyüklüğü ile yapım, dağıtım, gösterim şirketlerini, bu şirketlerde çalışan bireyleri ve tüketici konumundaki sinema seyircisini ilgilendiren büyük bir endüstridir. Geniş kitlelerle ilişkili olan bu büyük endüstrideki işleyiş, Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid-19 salgını sonucunda alınan önleyici yasaklar ile tamamen durma noktasına gelmiştir. Pandemi kapsamında alınan önlemlerle birlikte, ABD ve Çin başta olmak üzere dünya genelinde sinema endüstrileri zarar görmüş ve bu zarardan Türk sinema endüstrisi de etkilenmiştir. Bu etkinin oluştuğu varsayımından yola çıkılarak Covid-19 salgınının, Türk sinema endüstrisi üzerinde yaratmış olduğu krizin ekonomik etkilerini ortaya koymak çalışmanın amacı olarak belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda Türkiye'de 2015-2020 yılları arasındaki seyirci sayısı, film hasılatları, sektörde çalışan sigortalı işçi sayısı, sinema salonu ve koltuk sayısı kategorilerinde sinema sektörüne ilişkin değişkenler doküman incelemesi tekniği ile değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucu ortaya çıkan bulgular, Covid-19 sürecinde Türk sinema endüstrisinin ekonomik kayıplar yaşadığını ve kırılgan bir yapıda olduğunu ortaya koymuştur. Bu doğrultuda, mevcut krizin aşılması ve ileride yaşanabilecek olası krizlerin oluşturabileceği zararların azaltılması adına, sektörde reaktif ve proaktif yaklaşımların etkin şekilde kullanılması önerilmiştir.