Bir araştırma yöntemi olarak doküman analizi Document analysis as a research method

No abstract

No abstract

Background Compassion satisfaction and fear of compassion affect the mental health of professionals who work with people. In addition, each of these two variables can be important indicators of the quality of the services such professionals provide. Methods This study examines compassion as a source of satisfaction and fear among 293 professionals work with people, including 158 teachers, 57 police officers, 45 nurses and 44 imams. A personal information form, the Fear of Compassion Scale, and the Compassion Satisfaction Scale were used as data collection tools. Results Neither fear of compassion nor compassion satisfaction varied significantly according to the sampled professionals’ genders, educational levels, monthly incomes or area of residence. However, both these measures did exhibit statistically significant variation by the respondents’ professional roles, ages, numbers of children and marital statuses. A significant negative relationship between the participants’ fear of compassion and their compassion satisfaction was also identified. Conclusion Courses related to kindness and social interaction should be provided in schools, to help the adults of the future.

Bu nitel çalışmanın amacı, okul öncesi öğretmen, veli ve yöneticilerinin Türkiye’de okul öncesi eğitimin zorunlu olmasına ilişkin görüşlerini incelemektir. Çalışmaya, çeşitli okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan 25 öğretmen, 15 yönetici ve çocukları bu okullara devam eden 14 veli katılmıştır. Verisi yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanan ve kelime tekrarı ile kesme-sınıflandırma teknikleri kullanılarak analiz edilen çalışmanın sonunda beş ana temaya ulaşılmıştır. Bunlar, okul öncesi eğitimin (1) zorunlu olup olmaması, (2) zorunlu olma yaşı, (3) zorunlu olmasının çocuklar açısından değerlendirilmesi, (4) zorunlu olmasının aileler açısından değerlendirilmesi ve (5) zorunlu olmasının okul öncesi öğretmenleri açısından değerlendirilmesidir. Çalışmanın bulguları, katılımcıların büyük çoğunluğunun (n=50) okul öncesi eğitimin zorunlu olması gerektiğini, yaklaşık yarısının (n=29) ise zorunlu okul öncesi eğitim yaşının 48 ay olması gerektiğini düşündüklerini göstermiştir. Ayrıca okul öncesi eğitimin zorunlu olmasının, çocuklar, veliler ve okul öncesi öğretmenleri açısından birtakım olumlu ve olumsuz yönleri olacağı, bütün katılımcılar tarafından farklı şekillerde dile getirilmiştir.