İnsanoğlu dünyada var olduğundan bu yana doğa ile iç içe olmuştur. Doğa her zaman insanoğluna pek çok konuda rehber olmuştur. Doğayı taklit etmek ve doğadan esinlenmek; mimarlıkta, sanatta ve diğer bilimlerde tasarım süreçlerinde her zaman yol göstericidir. Çoğu zaman doğadaki diğer canlıların hareket biçimlerini, renklerini ve formlarını taklit ederek alet, makine ve mimari yapılar insanoğlu tarafından üretmişlerdir. Doğadaki canlıların formlarından esinlenerek yapılan tasarımlar da “biyomorfik tasarım” olarak adlandırılmıştır. Pek çok kule tasarımı da biyomorfik tasarım anlayışı ile inşa edilmiştir. Bu çalışma kapsamında, 2018 yılında inşası tamamlanan İstanbul Havalimanı hava trafik kontrol kulesi biyomorfik tasarım anlayışı ile incelenmiştir. Çalışmada ilk olarak biyomorfik tasarımın yapı tasarımlarına yansımaları ve biyomorfik tasarımın alt bölümleri incelenmiş olup, ikinci aşamada ise laleden esinlenerek fitomorfik tasarım anlayışıyla tasarlanan İstanbul Havalimanı Hava Trafik Kontrol Kulesi yapısındaki yansımaları tespit edilmiş ve örneklerle açıklanmıştır.

Today, factors such as rapid and unplanned urbanization and high living costs shape the concept of housing. The concepts of co-housing and co-living emerged with the desire to reduce the living costs of individuals in the city and to have a social life by becoming a part of a small community, which are offered as potential solutions to high living costs in densely populated areas. The co-housing model aims to provide a minimum standard of living for singles, students or professionals. In this study, adequacy analyzes were carried out in terms of the user requirements of a residential flat in the city of Padova, Italy, where 6 individuals aged between 20-25 years lived between 2021-2022. The study is aimed to identify the deficient aspects of housing in terms of user needs and to guide the professionals who will design this type of housing in the future. As a result of the study, it was determined that co-living is ideal for young singles in terms of their user requirements, especially for short-term accommodation in their abroad experience.

Squares have been the most important places of a city from past to present. In terms of economic and socio-cultural aspects, squares have always been a city image. Trade, collective events, important announcements and demonstrations were held in these areas. Since the Roman period, Italy has given importance to the square phenomenon uninterruptedly, and they have created squares with different architectural designs. Prato Della Valle Square in Padova (Italy) is one of the few square examples in the world with a history of 244 years, elliptical form and 78 sculptures. In this study, the reasons why Prato Della Valle Square, which has remained unchanged for approximately 2.5 centuries, has a geometrical and spatial design that is still accepted today has been examined.