Providing the right products, at the right place and time, according to their customer’s preferences, is a problem-seeking solution, especially for companies operating in the retail industry. This study presents an integrated product RS that combines various data mining techniques with this motivation. The proposed approach consists of the following steps: (1) customer segmentation; (2) adding the location dimension and determining the association rules; (3) the creation of product recommendations. We used the RFM technique for customer segmentation and the k-means clustering algorithm to create customer segments with customer-based RFM values. Then, the Apriori algorithm, one of the association rule mining algorithms, is used to create accurate rules. In this way, cluster-based association rules are created. Finally, product recommendations are presented with a rule-based heuristic algorithm. This is the first system that considers customers’ demographic data in the fashion retail industry in the literature. Furthermore, the customer location information is used as a parameter for the first time for the clustering phase of a fashion retail product RS. The proposed systematic approach is aimed at producing hyper-personalized product recommendations for customers. The proposed system is implemented on real-world e-commerce data and compared with the current RSs used according to well-known metrics and the average sales information. The results show that the proposed system provides better values.
Bu araştırmanın amacı; "8. sınıf Fen Bilimleri dersi "Kalıtım" konusunun Jigsaw entegre edilmiş probleme dayalı öğretim yöntemi ve programa dayalı öğretim ile öğretilmesinin öğrencilerin akademik başarıları, bilgilerinin kalıcılığı ve fen bilimleri öğrenme kaygı düzeyleri üzerine etkisini tespit etmeye yöneliktir. Araştırmada nicel araştırma modelleri içerisinde yer alan deneysel araştırma desenlerinden öntest-sontest kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Bu araştırmanın örneklemi, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Tokat ilinin bir ilçe merkezinde MEB'e bağlı bir Ortaokulun sekizinci sınıfının iki şubesinde öğrenim görmekte olan toplam 40 öğrenciden oluşmaktadır. Bu şubelerden biri seçkisiz olarak Jigsaw entegre edilmiş probleme dayalı öğretim yönteminin uygulandığı Deney Grubu (n=20); ikincisi programa dayalı öğretimin uygulandığı Kontrol Grubu (n=20) olarak belirlenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, öğrencilerin önbilgi düzeylerini tespit etmek amacıyla Önbilgi Testi, akademik başarı ve bilgilerinin kalıcılık düzeylerini belirlemek amacıyla Akademik Başarı Testi ve fen bilimleri öğrenme kaygı düzeylerindeki değişimi tespit etmek amacıyla Fen Bilimleri Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde bağımsız örneklemler t-testinden faydalanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; öğrencilerin hazırbulunuşluk seviyeleri arasında anlamlı bir farlılığın olmadığı, akademik başarı ve fen bilimleri kaygı düzeyleri arasında Jigsaw entegre edilmiş probleme dayalı öğretim yöntemi uygulanan öğrenciler lehine anlamlı fark olduğu bulunmuştur. Ayrıca öğrencilerin bilgilerinin kalıcılık düzeyleri arasında anlamlı farklılığın olmadığı tespit edilmiştir.
Objectives: “Nosocomial infections” or “healthcare-associated infections” are a significant public health problem around the world. This study aimed to assess the rate of laboratory-confirmed healthcare-associated infections, frequency of nosocomial pathogens, and the antimicrobial resistance patterns of bacterial isolates in a University Hospital. Methods: A retrospective evaluation of healthcare-associated infections in a University Hospital, between the years 2015 and 2019 in Tekirdag, Turkey. Results: During the 5 years, the incidence densities of healthcare-associated infections in intensive care units and clinics were 10.31 and 1.70/1000 patient-days, respectively. The rates of ventilator-associated pneumonia, central line–associated bloodstream infections, and catheter-associated urinary tract infections in intensive care units were 11.57, 4.02, and 1.99 per 1000 device-days, respectively. The most common healthcare-associated infections according to the primary sites were bloodstream infections (55.3%) and pneumonia (20.4%). 67.5% of the isolated microorganisms as nosocomial agents were Gram-negative bacteria, 24.9% of Gram-positive bacteria, and 7.6% of Candida. The most frequently isolated causative agents were Escherichia coli (16.7%) and Pseudomonas aeruginosa (15.7%). The rate of extended-spectrum beta-lactamase production among E. coli isolates was 51.1%. Carbapenem resistance was 29.8% among isolates of P. aeruginosa, 95.1% among isolates of Acinetobacter baumannii, and 18.2% among isolates of Klebsiella pneumoniae. Colistin resistance was 2.4% among isolates of A. baumannii. Vancomycin resistance was 5.3% among isolates of Enterococci. Conclusion: Our study results demonstrate that healthcare-associated infections are predominantly originated by intensive care units. The microorganisms isolated from intensive care units are highly resistant to many antimicrobial agents. The rising incidence of multidrug-resistant microorganisms indicates that more interventions are urgently needed to reduce healthcare-associated infections in our intensive care units.
Bu araştırmanın amacı, öğrencilerin öğrenme problemleri yaşadıkları "Madde ve Değişim" ünitesinin öğretiminde uygulanan eğitsel oyun, okuma-yazma-oyun, okumayazma-uygulama ve programa dayalı öğretim yöntemlerinin öğrencilerin akademik başarı, motivasyon, kaygı ve bilgilerinin kalıcılığına etkisini incelemektir. Araştırmada deneysel desenlerden öntest-sontest kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmada Erzurum ili merkezinde bir devlet ortaokuluna devam eden 149 beşinci sınıf öğrencisi ile çalışılmıştır. Verilerin toplanmasında önbilgi testi, akademik başarı testi, motivasyon ölçeği, kaygı ölçeği ve kalıcılık testi kullanılmıştır. Verilerin parametrik testlerin uygulanmasına uygun olduğu tespit edildiğinden analizlerde tek yönlü ANOVA kullanılmıştır. Uygulama sonunda öğrencilerin akademik başarıları bakımından eğitsel oyun ve programa dayalı öğretim uygulanan öğrenciler arasında eğitsel oyun yöntemi uygulanan öğrenciler lehine anlamlı farklılığın olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin öğrenme motivasyonları açısından eğitsel oyun, okuma-yazma-oyun ve programa dayalı öğretim uygulanan öğrenciler arasında eğitsel oyun yöntemi uygulanan öğrenciler lehine anlamlı fark olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin öğrenme kaygıları açısından tüm yöntemler arasına eğitsel oyun yöntemi lehine ve okuma-yazma-uygulama ve programa dayalı öğretim uygulanan öğrenciler arasında okuma-yazma-uygulama yöntemi lehine anlamlı fark olduğu belirlenmiştir. Bilgilerin kalıcılığı açısından tüm yöntemler arasında eğitsel oyun yöntemi uygulanan öğrenciler lehine anlamlı fark olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak eğitsel oyun yönteminin öğrencilerin yaşadıkları öğrenme problemlerinin giderilmesinde daha etkili olduğu belirlenmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.