Fatty and spicy foods and carbonated drinks were the most common symptom triggering food items in FD group. In subgroups, carbonated drinks and legumes were more likely to cause a symptom in PS-FD. Removing these food items during the course of treatment might help alleviate the symptoms.

IntroductionGastric cancer is ranked fourth among all cancers in the world and second in cancer-related deaths. Gastritis leads to the activation of neutrophils, lymphocytes, macrophages, and platelets. Long-term inflammation leads to multistage histopathologic changes called Correa tract, which includes gastritis, atrophy, intestinal metaplasia (IM), dysplasia, and cancer stages.AimTo determine if there is any difference in haematological parameters between gastric cancer (GC) patients, patients with IM, and healthy controls (HC).Material and methodsSeventy-three GC patients, 79 patients with IM, and 70 HCs were included in the study. Demographics and laboratory parameters of complete blood count were extracted from the hospital medical database records.ResultsThe mean Hb levels were statistically significant between all three groups. Mean red cell distribution width (RDW), white blood cells (WBC), mean platelet volume (MPV), platelet distribution width (PDW), neutrophil lymphocyte ratio (NLR), platelet lymphocyte ratio (PLR), and monocyte-to-lymphocyte (MLR) levels were statistically significantly different between gastric cancer and healthy controls. Mean RDW, MPV, and PDW levels were statistically significantly different between the IM and healthy control groups. Mean WBC, NLR, PLR, and MLR levels were statistically significantly different between the gastric cancer and IM groups.ConclusionsRDW, platelet count, NLR, MLR, and PLR have diagnostic value and can help to distinguish patients with GC from those with IM. These parameters are accessible easily, the cost is not high, and it may help patients not to delay endoscopic screening.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de hız kesmeden gelişen teknoloji çalışmaları eğitimde de kendini göstermektedir. COVİD-19 pandemi nedeniyle eğitimin ulusal çapta zorunlu olarak uzaktan yapılmasıyla eğitimde teknoloji kullanımı zorunlu hale gelmiştir. Bu süreç dijital yerli olarak adlandırılan günümüz öğrencilerine sürece uyum sağlamasının kendini geliştiren ve teknolojiyi derslerde kullanabilen öğretmenler ile mümkün olduğunu göstermiştir. Bu durumda öğretmenlerin dijital okuryazarlık becerileri uzaktan eğitimin verimliliği açısından önemlidir. Bu çalışmada, sınıf öğretmenlerinin dijital okuryazarlık becerilerinin çeşitli değişkenlere bağlı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya Türkiye'nin yedi bölgesinden toplamda 41 ilde görev yapan 329 sınıf öğretmeni gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak "Kişisel Bilgi Formu" ve "Dijital Okuryazarlık Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre araştırmanın birinci alt problemine ilişkin bulgularda sınıf öğretmenlerinin kendilerini yüksek düzeyde dijital okuryazar gördükleri sonucuna ulaşılmıştır.Cinsiyet değişkenine göre dijital okuryazarlık düzeylerine bakıldığında kadın ve erkek öğretmenlerin benzer düzeyde dijital okuryazar oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf öğretmenlerinde yaş arttıkça dijital okuryazarlık düzeyinin azaldığı görülmüştür. Ayrıca lisansüstü eğitime sahip öğretmenlerin dijital okuryazarlık düzeyleri diğer öğrenim düzeyindeki öğretmenlere kıyasla daha yüksek bulunurken, 21-25 yıl kıdeme sahip öğretmenlerin dijital okuryazarlık düzeyleri diğer kıdemdeki öğretmenlere göre daha düşük bulunmuştur. Öğretmenlerin günlük internet kullanım ve günlük dijital araçları kullanım sürelerine bakıldığında anlamlı bir farklılaşma görülmemiştir.

i.d, levofloxacin 500 mg, once daily). The primary outcome was the eradication rate in the intention-to-treat (ITT) and per protocol (PP) analysis. Results: The eradication rates of the above 3 groups using ITT analysis were RBAL 83.8%, RBMT 88.3%, and RAL 74.8% compared with 91.2, 92.5, and 79.2%, respectively, using PP analysis. The eradication rate using RBMT was significantly higher than that of RAL (p = 0.029 in ITT analysis and p = 0.017 in PP analysis). Several side effects occurred in 156 patients (54.1%) KeywordsHelicobacter pylori infection · Bismuth-containing quadruple therapy · Levofloxacin-containing triple therapy · Eradication rate Abstract Objective: The aim of this study was to compare the efficacy and safety of 2-week levofloxacin-containing triple therapy, levofloxacin-containing bismuth quadruple therapy, and standard bismuth-containing quadruple therapy as a firstline regimen for the eradication of Helicobacter pylori. Methods: A total of 329 patients with H. pylori infection were randomly divided into 3 groups to receive one of the following regimens: (a) levofloxacin-containing bismuth quadruple Significance of the Study• This study compared the efficacy of 3 Helicobacter pylori eradication regimens, 2 of which contained levofloxacin, as the first line of treatment. Both quadruple regimens (standard bismuth quadruple therapy or levofloxacin-containing bismuth quadruple therapy) were highly effective in eradicating the infection and significantly superior to levofloxacin-containing triple therapy. Quadruple therapies should be used as first-line therapy for H. pylori infection.

No abstract