Psiko-biyografi yaklaşık bir asırlık bir geçmişe sahip olmasına rağmen, özellikle son çeyrek asırda gittikçe artan bir ilgi görmektedir. Psiko-biyografi, basit bir biyografiden ziyade, bireyle ilgili gerçek verilerden yola çıkılarak gerçekleştirilen bir kişilik analizidir. Psiko-biyografilerde, ister tarihsel bir kişilik isterse yaşayan biri olsun, biyografik verileri kadar ürettiği yapıtlardan yola çıkarak kişiliğinin yeniden kurgulanması ve yine bu kurgudan yararlanılarak eserlerinin tekrar yorumlanması hedeflenir. Psiko-biyografisi yazılan şahsiyetin yapıtları üzerinden gidilerek kullanılan biçim, olay ve anlam katlarının çözümlenmesiyle, bilinçli ve bilinç dışı motivasyonları ile savunma mekanizmaları psikolojik ve psikanalitik kavramlarla analiz edilir. Basit bir biyografiden ziyade, bireyle ilgili gerçek verilerden yola çıkılarak gerçekleştirilen bir kişilik analizi olan psiko-biyografinin öncüleri psikanalistler olsa da, psiko-biyografi yazımında başvurulan tek psikolojik yaklaşım psikanaliz olmayıp, diğer psikolojik yaklaşımlara da müracaat edilmektedir. Psikobiyografiye konu olan bireyler genellikle çeşitli özellikleriyle ön plana çıkmış ve tarihe mal olmuş kişiliklerdir. Daha çok bu tür insanların psiko-biyografilerinin yazılma nedeni, diğer insanların onları daha iyi tanıma ve anlama isteğinin yanında, çeşitli açılardan topluma rol model olma durumlarıdır. Din psikolojisinin tarih sahnesine çıktığı yıllarda belirmeye başlayan psikobiyografik çalışmalar aynı hızla devam edememiş, uzunca bir süre bir nekahat dönemi yaşanmıştır. Makalede din psikolojisi tarihinde ortaya çıkan psikobiyografik hareketin dünyada ve ülkemizde geçirmiş olduğu evrim bazı değerlendirmelerle birlikte ele alınmıştır.
İnsan-Allah ilişkisi, Din Psikolojisinin ele aldığı temel konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İnanç, ibadet, dua şeklinde İnsandan Allah’a doğru arz edilen iletişim, Allah’tan vahiy, duanın kabulü şeklinde cevap bulmaktadır. Dinin Allah ile girilen ruhsal ilişki olarak tanımlanması, beraberinde bu özel ilişkinin “mahiyeti” ve dayandığı “psikolojik temellerin” neler olduğu sorusunu getirmektedir. Dini hayatı besleyici duygusal faktörler arasında daha fazla etkin olan sevgi duygusunun konumu ise dini psikolojik perspektiften incelemeye çalışan araştırmacıları meşgul eden sorulardan biri olmuştur. Ancak dini hayatı besleme konusunda büyük potansiyele sahip olsa da, sevgi kavramının oldukça geniş, karmaşık ve muğlak doğası, özellikle psikoloji kaynaklarında neredeyse hiç araştırmaya konu edilmemesine yol açmıştır. İnsan Allah ilişkisinin sevgi temelinde gerçekleşmesinin şartları ve sonuçlarının ele alındığı bu çalışmada öncelikle kavramsal çerçevede sevgi, sevgi objeleri ve Kur’an-ı Kerim’de sevgi kavramının ele alınış biçimi değerlendirilmiş daha sonra Allah sevgisi ve bu sevginin boyutları irdelenmeye çalışılmıştır.
Araştırmada Türkiye’de yapılan lisansüsü tezlerden hareketle cinsiyetin dindarlık üzerindeki etkisi meta analiz yöntemiyle ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla öncelikle Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Ulusal Tez Merkezi veri tabanı taranmıştır. Tarama “dindarlık”, “dini inanç”, “dini yönelim”, “dini motivasyon”, “dini tutum” “religiosity”, “religious belief”, “religios oriention”, “religional motivations” ve “religious attitudes” anahtar kelimleri kullanılarak yapılmıştır. 24 Şubat 2020 tarihinde yapılan son tarama işlemi sonucunda anahtar kelimeleri içeren 1790 lisansüstü teze ulaşılmıştır. Ardından çalışmalar araştırmacılar tarafından önceden belirlenen kriterlere göre ele alınmıştır. 168 çalışmanın meta analiz için uygun veri içerdiği görülmüştür. Ancak çalışmaların 9 tanesi iki farklı veri içerdiğinden her bir veri farklı bir çalışma olarak araştırmaya dahil edilmiştir. Böylece araştırmaya dahil edilen çalışma sayısı 177 olmuştur. Çalışmaların 131 tanesi yüksek lisans tezi, 36’sı doktora tezi bir tanesi ise tıpta uzmanlık tezidir. Araştırma örneklemi 42494’si kadın (%50,9), 40966’sı erkek (% 49,1) olmak üzere toplam 83460 kişiden oluşmaktadır. Çalışmada etki büyüklüğü (Cohen d,) yayın yanlılığı ve heterojenlik testi The Comprehensive Meta-Analysis Software V.2 (CMA V.2 ) paket programı kullanılarak hesaplanmıştır. Rastgele etkiler modelinde yapılan meta analiz sonucunda; Thalheimer ve Cook’un (2002) sınıflandırmasına göre, cinsiyetin dindarlık üzerinde kadınlar lehine önemsiz düzeyde anlamlı etkisinin olduğu görülmüştür. (d= .064, p<.05). Araştırma sonuçları, ilgili literatür çerçevesinde tartışılmış ve öneriler sunulmuştur.
This work is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License Öz İnanan-inanılan ilişkisini düzenleyen davranışlar dizisi olarak anlaşılabilecek olan ibadetler bütün dinlerin ortaklaşa başvurduğu temel dini pratikler olarak dikkat çekmektedir. Temel amacı dindar şuuru inanılan Varlık ile doldurmak olan ibadetlerde zaman, miktar, sıra, mekan, sembolik anlam ve unsurlar gibi şekli unsurlar vaz'i olup, bu özellikler ibadetlerin objektif boyutunu oluşturmaktadır. İslami ibadetler içinde şekli unsurlar açısından ön plana çıkan ibadetlerin başında hac gelmektedir. Hac ibadeti kutsanmış bir zaman ve mekânda icra edilmesinin yanında ibadet psikolojisini olumlu yönde etkileyen birçok biçimsel unsura sahiptir. Bunlar arasında icrası için gerekli olan zamanın görece uzun olması, diğer ibadetlere oranla nispeten uzun bir hazırlık evresi gerektirmesi, daha yüksek bir motivasyonla icra edilmesi ve son derece büyük bir kalabalıkla birlikte icra edilmesi haccın ilk akla gelen ayırıcı özellikleridir. Diğer ibadetlerin de neredeyse tamamının hacla birlikte icra ediliyor olması, hacca İslami ibadetleri bir araya toplayan bir "ibadet seti" niteliği kazandırmaktadır. Bütün bunlar hac ibadetinin birey üzerindeki etki potansiyelini yükseltmektedir. Haccın icracısına "hacı" adında yeni bir unvan kazandırması ise haccın özellikle ibadet sonrası süreğen etkisini artırma konusunda ayırıcı özelliğe sahiptir. Çalışmada hac ibadetinin sahip olduğu çok boyutlu etki potansiyeli tecrübi veriler ışığında ele alınmış, beklenildiği gibi hac ibadetini icra eden bireylerde yüksek düzeyde süreğen pozitif etkiler ürettiği sonucuna ulaşılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.