BackgroundPlacenta percreta is the morbidly adherent form of all the placental invasion abnormalities. The pathology that underlies placenta percreta is poorly understood.AimsTo compare the levels of circulating vascular endothelial growth factor, placental growth factor and soluble fms-like tyrosine kinase 1 in pregnant women with placenta percreta to a control group.Study DesignCase-control study.MethodsTwenty-two women who underwent caesarean section due to placenta percreta and 22 women who underwent caesarean section for other obstetric reasons were included in this study. The diagnosis of placenta percreta was defined as extreme trophoblastic invasion involving serosa of the uterus. Venous blood samples were collected for biochemical comparison of circulating vascular endothelial growth factor, placental growth factor and soluble fms-like tyrosine kinase 1 from all pregnant women.ResultsWomen with placenta percreta were significantly older, had higher gravidity, received more frequent antenatal steroids and blood transfusions and delivered at an earlier gestational age when compared to the control group. In women with placenta percreta, preoperative circulating levels of vascular endothelial growth factor, placental growth factor and soluble fms-like tyrosine kinase 1 were lower than the controls (p<0.001, p<0.001 and p<0.05, respectively). While the postoperative levels of vascular endothelial growth factorand soluble fms-like tyrosine kinase 1 levels were higher in placenta percreta (p=0.001 and p<0.001, respectively), placental growth factor levels were similar in both groups.ConclusionThe findings of this study suggest that a decrease in vascular endothelial growth factor, placental growth factor and soluble fms-like tyrosine kinase 1 levels may be related to placenta percreta etiopathogenesis.

Abstract

Placenta percreta (PP) is a complication of placenta previa and it is an advanced form of invasion anomalies. [1] Its most significant complication is the severe vaginal bleedings that may develop before and after the pregnancy. Complications that may develop as a result are disseminated intravascular coagulation, adult respiratory distress syndrome, renal insufficiency, emergency surgical procedures and death. [2] While massive hematuria which will cause deep anemia is rare during pregnancy, it is potentially a life-threatening condition Özet: Masif hematürili gebede plasenta perkreta: Olgu sunumu Amaç: Masif hematüri ile gelen 21 haftal›k gebede plasenta perkreta olgusunu literatür eflli¤inde paylaflmak. Olgu: Otuz iki yafl›nda, 5. gebeli¤i olan hasta hematüri flikayeti ile klini¤imize yönlendirildi. Özgeçmiflinde 4 tane sezaryen ile do-¤um d›fl›nda bir özellik yoktu. Ultrasonografisinde plasenta alt segmente yerleflik ve 21 hafta ile uyumlu canl› bir gebelik saptan-d›. Manyetik rezonans görüntüleme ve sistoskopi planland› fakat hastan›n genel durumunda kötüleflme olmas› nedeniyle acil operasyona geçildi. Operasyonda mesane uterusa yap›fl›k izlendi. Uterus fundustan vertikal kesi ile canl› bir k›z bebek do¤urtuldu. Mesaneye invaziv damarlar›n kanamas› nedeniyle parsiyel sistektomi yap›ld›. Uterus alt segmente parsiyel rezeksiyon uyguland›. Postoperatif 4. günde hastada mesane globu ve bat›na idrar kaça¤› olma-s› nedeniyle daha büyük numaral› sonda tak›larak idrar drenaj› sa¤-land›. Postoperatif 15. günde hasta taburcu edildi. Sonuç: Plasenta perkretan›n preoperatif tan›s› ve multidisipliner yaklafl›m, komplikasyonlar›n baflar›l› bir flekilde yönetilmesi aç›s›ndan önemlidir.

Açıklanamayan primer ve sekonder infertil olan kadınlarda servikal kanal ve uterin kaviteyi ofis histereskopi (H/S) ile değerlendirerek bu hastalardaki intrauterin anormal bulgu sıklığını belirlemektir. Gereçler ve Yöntem: Bu çalışma Harran Üniversitesi Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezimize Aralık 2016 ve Ekim 2017 tarihleri arasında başvuran açıklanamayan infertilitesi olan ve daha önce ofis histereskopi yapılmamış toplam 102 primer ve sekonder infertil hastanın dahil edildiği retrospektif bir çalışmadır. Hastaların yaş,infertilite tipi, infertilite süresi ,vücut kitle indexi (VKİ) komplikasyon ve histereskopik bulguları hasta dosyalarından kaydedildi. Hastalar 20-30, 31-35, 36-40 yaş infertil kadınlar şeklinde 3 gruba ayrıldı. 20-30 yaş grubu genç yaş, diğer yaş gruplarını ileri yaş grubu olarak kabul edildi. İnfertilite türüne ve yaşa göre en sık anormal histereskopik bulgular saptandı. Ofis histereskopi işlemi deneyimli 3 hekim tarafından gerçekleştirildi. Bulgular: Ofis histereskopi yapılan hastaların %81.37 (83/102) primer infertil, %18.63 (19/102) ü sekonder infertil idi. Açıklanamayan infertilitesi olan kadınlarda % 38.2 anormal histereskopik bulgu saptandı. H/S yapılan primer inferil hastaların %60.24 ü(49/82) sekonder inferil hastaların ise %73.68 inde (14/19) herhangi bir histereskopik patolojik bulguya rastlanmadı. Endometrial polip her iki grupta ensık %9.8(10/102) izlenen anormal histereskopik bulgu idi. Uterin septum ise ikinci sıklıkta %8.8 (9/102) görülen anormal bulgu idi. İleri yaş kadınlarda endometrial polip ve septum, genç yaş grupta endometrial polip ve inflamasyon ağırlıklı olarak izlendi. Sonuç: Nedeni bilinmeyen infertilite endikasyonu ile histereskopi yapılan hastalarda, yüksek oranda uterin anormallik olduğu tespit edildi. Bu uterin patolojiler uygulanacak infertilite tedavilerinin başarısını düşürebileceğinden bu patolojilerin tanısı önemlidir. Ofis histereskopi hastanın kolay tolere etmesi ve hasta için minimal risk taşımasından dolayı bu hastalarda ideal ilk basamak tanı işlemi olarak kabul edilebilir.