İnsan zihninde varlıklar birbirinden bağımsız değildir ve zihnimizin bir yansıması olan söz varlığımızda da dil göstergeleri birbirinden bağımsız bulunamamaktadırlar. Dil göstergeleri arasındaki bu ilişki, söz varlığının geneli için kavram alanlarını, bir metnin bağlamında kazandığı yeni anlamları için ise sözcük ağlarını oluşturmaktadır. Tümüyle bir dilin söz varlığının kavram alanını çıkarmak, o dilin kavramlaştırma gücünü ve nesneleri kavramlaştırma yöntemine yansıttığı bakış açısını bize gösterirken bir eserin barındırdığı kavram alanlarını çıkarmak o eserin konusunu anlamamızı sağlar. Eserdeki sözcük ağları ise eserde verilmek istenen duygu, işlenen konular ve tema hakkında bize çıkarımlar yapma imkânı sunmaktadır. Eş zamanlı bir yöntem izlediğimiz bu çalışmada, Behçet Necatigil'in Mayıs 1955 tarihli 'Kan' şiirinde yer alan kavram alanları ile sözcük ağları tespit edilecektir. Şiir konusunu ele alış biçimi ve temasını işleyiş yönüyle zengin kavram alanlarından ve sözcük ağlarından oluşmaktadır. Şiirde varlığı tespit edilen başlıca konular kan kavramı üzerinden kalıtım ve kalıtımın bir alt konusu olan taşıyıcılıktır. Şiirin teması ise insanoğlunun yaradılışının bir genel görünümü, panoramasıdır. Çalışmada kavram alanları ile sözcük ağlarının şiirdeki konu ve temanın şekillenmesinde ne şekilde rol oynadığı da tespit edilmeye çalışılacaktır.

Kamusal kaynak tahsisi ve yeniden dağıtım sürecinde, hayatın çoğu alanında sosyoekonomik olarak dezavantajlı olan ve cinsiyet, cinsel kimlik, din, ırk, etnik köken, engellilik ve benzerleri nedeniyle kesişimsel ayrımcılığa maruz kalanların durumunun dikkate alınması, eşitsizliklerin azaltılması bakımından kritik öneme sahiptir. Kamu harcamalarının tahsis edilmesi ve kamusal hizmet sunumunun gerçekleştirilmesi sürecinde farklı toplumsal cinsiyetlerin ihtiyaç ve önceliklerinin gözetilmesi amacıyla geliştirilen Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme (TCDB) aynı zamanda kesişimsel cinsiyet ayrımcılıklarının ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Bu çalışmada, Türkiye'de TCDB girişimlerinin sınırlı örneklerinden olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ile Urla Belediyesi'nde gerçekleştirilen proje ve faaliyet bazlı TCDB uygulaması ele alınmıştır. Her iki uygulama da geliştirilmesi gereken yanlar olmakla birlikte, ulusal ya da uluslararası herhangi bir kurumun desteği olmadan TCDB yaklaşımı temelinde ilgili tablolarının bütçe paketi içine eklenmesi açısından Türkiye'deki öncü örnekler arasındadır. Bu uygulamaların yerel siyasi aktörler ve sivil toplum tarafından sahiplenilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının daha sürdürülebilir bir yapıda olmasına katkı sağlayacaktır.

Hüzün turizmi kültürel ve tarihi varlıklarımızı ürüne dönüştürmek ve turist çekmek açısından önemli bir turizm türüdür. Destinasyonların yönetilmesinde bu turizm türünün kullanılması turizmin kalkınması açısından fayda sağlamaktadır. Çalışmanın literatür kısmında destinasyon pazarlaması, destinasyon çekiciliği, turizm gelişimi ve hüzün turizmi konuları ele alınmıştır. Bu çalışmanın amacı destinasyon pazarlaması, destinasyon çekiciliği ve turizmin gelişimi bağlamında ziyaretçilerin hüzün turizmine yönelik bakış açılarını belirlemektir. Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden anket tekniği kullanılmıştır. Toplamda 533 veri elde edilmiştir. Bunlardan 83 tane anket geçersiz veya eksik olması nedeniyle çıkarılmış ve 450 adet anket analize tabi tutulmuştur. Bulgular katılımcıların verilerine göre destinasyon pazarlaması, destinasyon çekiciliği, turizm gelişimi ve hüzün turizminin birbiriyle ilişki olduğunu ve birbirlerini etkilediklerini göstermiştir. Ayrıca çıkan sonuca göre katılımcıların çoğunluğu hüzün turizmi kavramını bilmemektedir. Katılımcıların çoğunluğu hüzün turizminin destinasyon pazarlama, destinasyon çekicilik ve turizm gelişimi aracı olarak kullanılabileceğini düşünmektedir.