Aim In this study, we investigated the effects of previous cesarean sections on uterine artery Doppler indices. Methods This prospective cohort study included 153 healthy pregnant women between 18 and 24 weeks of gestation. Seventy‐three pregnant women without previous cesarean sections (control group) and 80 pregnant women with previous cesarean sections (study group) were compared in terms of uterine artery Doppler indices. Results The mean uterine artery pulsatility index (PI) MoM value was 1.18 ± 0.40 in the study group and 1.07 ± 0.35 in the control group (P = 0.046). The number of patients with uterine artery PI values above 95 percentile was 18 (22.5%) in the study group and 5(6.8%) in the control group (P = 0.007). The mean gestational age at birth was significantly lower in the study group (38.2 ± 1.3 vs. 39 ± 1.0, P < 0.001). There was no significant difference between the mean PI, resistance index (RI) and systolic/diastolic (S/D) ratio values of the uterine artery (P = 0.16, 0.11, 0.08, respectively). When the comparison was made with the number of previous cesarean sections, all three index values of the patients who had had more than two cesarean sections were found to be significantly higher. Conclusion The Doppler flow indices of the uterine artery significantly increased in patients with more than two previous cesarean sections. When evaluating uterine artery Doppler indices in pregnant women with a history of previous cesarean sections, these factors should be considered.

Amaç: Üçüncü düzey kliniğimizdeki nöral tüp defektli fetüslerin maternal risk faktörlerini ve postnatal kliniklerini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Bu prospektif gözlemsel kohort çalışması, Mayıs 2019 -Şubat 2020 tarihleri arasında perinatoloji kliniğimize başvuran nöral tüp defektli fetusa sahip 60 gebeyi içermektedir. Katılımcılarımızın yaşı, vücut kitle indeksi ve nöral tüp defekti risk faktörleri (diyabetes mellitus, sigara, folik asit kullanımı, vs.) sorgulandı. Ultrasonografik değerlendirme ile nöral tüp defekti büyüklüğü ve yeri tespit edildi. Risk faktörleri ve nöral tüp defektli fetüslerin gebelik sonuçları değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 5 (%8.3)'inde pregestasyonel diyabet, 30 (%50)'unda sigara kullanımı mevcuttu. Katılımcıların 26 (%43.3)'sı folik asit desteği almamıştı. Fetüslerin 34 (%56.7)'ü kız, 26 (%43.3)'sı erkek idi. Annenin vücut kitle indeksi ile nöral tüp defekti büyüklüğü arasında zayıf korelasyon saptandı (r=0.219, p=0.09). Obez hastalarda daha geniş defekt boyutu izlendi (p<0.001). Katılımcıların %60'ının ağırlığı normalden fazlaydı. Sonuç: Nöral tüp defektleri intrauterin hayatta veya doğumdan kısa süre sonra ölümcül olabilmektedir. Bu gebeliklerde erken tanı konması ve terminasyon seçeneğinin sunulması önemlidir. Ayrıca nöral tüp defektlerinin engellenebilir risk faktörlerinin belirlenmesi ve gebe adaylarının prekonsepsiyonel dönemde bilinçlendirilmesi önem arzetmektedir. Objective: We aimed to evaluate the maternal risk factors and postnatal clinical status of fetuses with neural tube defects in our tertiary clinic. Material and Methods: This prospective observational cohort study includes 60 pregnant women with fetuses neural tube defects who referred to our perinatology clinic between May 2019-February 2020. The age, body mass index and neural tube defect risk factors (diabetes mellitus, smoking, folic acid use, etc.) were questioned. The size and location of the neural tube defects were determined by ultrasonographic evaluation. Risk factors and pregnancy outcomes of fetuses with neural tube defects were evaluated.Results: Five (8.3%) of the patients had pregestational diabetes and 30 (50%) were smokers. Twenty-six (43.3%) of the participants had not received folic acid support. Thirty-four (56.7%) of the fetuses were female and 26 (43.3%) were male.A weak correlation was found between body mass index of the mother and neural tube defect size (r=0.219, p=0.09). Wider defect size was observed in obese patients (p<0.001). The weight of 60%of the participants was more than normal. Conclusion:Neural tube defects can be fatal in intrauterine life or shortly after birth. In these pregnancies, early diagnosis of the condition and provision of termination option has importance. In addition, determining the preventable risk factors of neural tube defects and raising awareness of pregnant candidates in the preconceptional period is important.

Amaç Hiperemezis ile komplike olan gebeliklerde anksiyete ve depresyon durumlarını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve YöntemBu kesitsel tipte tanımlayıcı çalışma Eylül 2019 -Nisan 2020 tarihleri arasında Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğine başvuran 5-14 haftalık gebeliği olan katılımcılarla yapıldı. Çalışmaya Hiperemezis gravidarum tanısı konulup hospitalize edilen 46 gebe (vaka grubu) ile 47 sağlıklı gebe (kontrol grubu) olmak üzere toplam 93 kadın dahil edildi. İki gruba da Beck ve Hamilton anksiyete ve depresyon ölçeği anket formları uygulandı. Her iki grubun demografik özellikleri, anksiyete ve depresyon ölçeği puanları karşılaştırıldı.Bulgular Toplam 93 gebe değerlendirildi. Vaka ve kontrol grupları arasında yaş, vücut kitle indeksi, parite ve gravida açısından anlamlı bir fark bulunmadı (sırasıyla p = 0.139, p = 0.894, p = 0.386, p = 0.304). Vaka grubunda kontrol grubuna göre Beck Depresyon, Beck Anksiyete, Hamilton Depresyon, Hamilton Anksiyete Ölçeklerinin puanları anlamlı olarak yüksek bulundu (p < 0.001). Vaka grubunda depresyon ve anksiyetenin derecesi kontrol grubuna göre anlamlı olarak fazla idi (p < 0.001).Sonuç Hiperemezis gravidarumu olan vaka grubunda depresyon ve anksiyete kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı.

No abstract