Deficiencies in medical as well as religious knowledge about fasting in Ramadan and a lack of sensitivity have been found among Muslim patients as well as among doctors. Compliance management and drug use in this area can be improved by effective, goal-oriented action plans and projects through which linguistic and cultural barriers can be addressed.
Technological developments in recent years have brought about a rapid increase in the number and variety of organ transplants, leading to problems in finding enough organs to meet the need. Organ transplantation has also become a particularly significant issue in medical ethics, especially regarding the question of how and from whom organs are procured. Many methods have been tried in order to solve these problems and discussed from an ethical perspective. This study investigates the Spanish, Belgian and Iranian approaches to solving the organ procurement problem. The Spanish model, which is based on persuading patients and their relatives, is ethically less problematic and is also an improved version of the model applied in Turkey. This study argues that an ideal solution can be found without disregarding ethical rules. In particular, nurses can contribute by helping to run the system more efficiently. The principal aim of this article is to demonstrate the contribution of nurses to solving the current organ procurement problem in Turkey and offer some reflections on what can be done to improve the efficiency of the system.
Öz Yirminci yüzyıl başından bu yana dünyada respiratuvar virüslerden kaynaklanan beş pandemi gerçekleşmiştir. Bunlardan ilk dördü grip (İnfluenza A) virüslerinden kaynaklanmışken halihazırda sürmekte olan COVID-19 pandemisi bir koronavirüs suşundan ileri gelmiştir. 1918 tarihli "İspanyol gribi" pandemisi dünya genelinde yaklaşık 500 milyon kişiyi kapsamış ve 40-100 milyon ölümle sonuçlanmış olup, bugün respiratuvar viral pandemiler için olabilecek "en kötü senaryo" kabul edilmektedir. Halihazırdaki COVID-19 pandemisi de Aralık 2019'dan bugüne (Nisan 2020), >1,2 milyon vaka ve >60 bin ölümle sürmektedir. Bu pandemide, virüsün türü (yeni ve pandemik bir SARSr-CoV suşu) ve konağın yaşı (>50-60 yaş) temelinde daha yüksek mortaliteli, yeni bir "koronavirüs hastalığı" gözlenmekte olup tıp (başta epidemiyoloji ve halk sağlığı) tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. Yanı sıra, 1918'de olduğu gibi yüz yıl sonra bugün de halen efektif bir anti(korona)viral tedavi bulunmamakta ve bu çaresizliğin klinik, sosyolojik, psikolojik ve makroekonomik sonuçları dünyada ve ilk resmi vakanın 11 Mart'ta kaydedildiği Türkiye'de şimdiden derinden hissedilmektedir. Ayrıca, yine 1918 pandemisinin mortalitenin giderek arttığı üç dalga halinde seyretmiş olduğu gibi, COVID-19 pandemisinde de gelecek haftalarda daha sarsıcı bir epizodun başlaması endişe edilen ihtimaller arasındadır. Bu yazıda katastrofik 1918 pandemisi esnasında yaşananlardan hareketle önümüzdeki COVID-19 sürecinde yaşanabilecek olanlara dair bir mukayese yapmak ve sonuçlar çıkarmak, önümüzdeki risklerin (başta virülansı ve dolayısıyla mortaliteyi artırabilecek bir viral mutasyon) ciddiyetini vurgulamak ve böylece T.C. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere pek çok ulusal ve küresel sağlık otoritesi tarafından çeşitli medya kanalları aracılığıyla yinelenmekte olan sosyal izolasyon çağrısını desteklemek amaçlanmıştır.
Recent research focused on prolonged survival has suggested that carboxypeptidase A4 (CPA4) plays a role in both tumor microenvironment formation and distant metastasis in cancer. In some patients, serum and expression (mRNA) levels of CPA4 have been found to be correlated with the aggressiveness and progression of the disease. Accordingly, we conducted a first study to investigate the diagnostic and prognostic significance of CPA4 in the case of breast cancer (BC), the most common form of malignancy in women. The study included a total of 50 patients with BC and 20 healthy women as the control group. The participants’ serum CPA4 levels were determined by the ELISA test, and, for assessment of CPA4 mRNA, we used the PCR method. The serum CPA4 (p = 0.001) and CPA4 mRNA (p = 0.015) levels were found to be statistically significantly higher in the controls, compared to the patient group. When the results of patient group were statistically analyzed based on subgrouping by tumor characteristics, the measured CPA4 mRNA levels showed significant difference with respect to the molecular subtype (p = 0.006), pN status (p = 0.023), and pathological stage (p = 0.039), while the serum CPA4 measurements differed significantly in terms of pathological type only (p = 0.024). We conclude that CPA4 is diagnostically and prognostically not futile when used in combination with the other considerations and measurements in breast cancer.
Özetİnsanlar üzerinde gerek geçmişte Nazi Almanyası'nda yapılan deneyler, gerekse sonraki yıllarda gerçekleştirilen Tuskegee sifilis ve Guatemala CYBH araştırmaları ve de günümüzde de sürmekte olan klinik farmasötik deneyler sonucunda, insan deneklerin uğrayabileceği zararlar ve sömürü uzun zamandır ciddi bir sorun olarak tartışılagelmiştir. Özellikle Nazi bilim adamlarınca insanlar üzerinde yapılan deneylere dair Nürnberg'de gerçekleştirilen yargılamalar sırasında bu çalışmaları düzenleyici, uluslararası geçerlilikte bir kod olmadığı fark edilmiş ve bu eksikliği gidermek için Nürnberg Kodu oluşturularak ülkelerce kabul edilmiştir. Günümüzde in vivo farmasötik deneyler, in vitro prosedürler, kök hücre çalışmaları vb. ile, insanlar ve de insan doku ve hücreleri üzerinde tarihte daha önce hiç olmadığı kadar çeşitli ve karmaşık bilimsel araştırmalar gerçekleştirilmektedir. İnsan üzerindeki deneyler konusunda temel gerilim, bu deneyler sonucunda insan deneklerin uğrayabileceği zararlar ile bilim ve tüm insanlık için sağlanabilecek yararlar arasındadır. Bu yararlardan vazgeçmeden, ama söz konusu deneklere de zarar vermeden ilerleyebilmek için, birtakım bilimsel ve ahlaki kod ve kurallar geliştirilmiş, bunlar etik bildirgelerde ve hukuki mevzuatta ilan edilmiştir. Söz konusu deney ve araştırmalarda gerçekleşen değişikliklere paralel olarak, bu metinler de yeni gereksinimlere göre tadil edilmekte ya da bunlara yenileri eklenmektedir. Örneğin Helsinki Bildirgesi bugüne dek yedi kez revize edilmiştir. Sistematik bir derleme olan bu makale, insan denekli araştırmalarla ilgili ulusal ve uluslararası geçerlilikteki bu etikolegal metinleri bir yerde toplayan bir kaynak olmak amacındadır. Anahtar Sözcükler: insan üzerindeki deneyler; Helsinki Bildirgesi; Tuskegee sifilis deneyi; Guatemala deneyleri; Nürnberg Kodu; Hawaii Bildirgesi; Oviedo / Biyotıp Sözleşmesi; Hasta Hakları Yönetmeliği; Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi; UNESCO; TCK. AbstractDue to the human experimentation conducted in the Nazi Germany in the past, the subsequent Tuskegee syphilis and Guatemala STD studies, and the ongoing clinical pharmaceutical trials, potential harms to and exploitation of human subjects have long been discussed as a serious problem. Especially during the trials held in Nuremberg regarding the human experimentation that had been conducted by Nazi scientists the important lack of an internationally binding regulatory code was recognized, and the Nuremberg Code was created and adopted by countries to fill this gap. Given the ongoing in vivo pharmaceutical trials, in vitro procedures, stem cell research, etc., more various and complicated scientific research than ever before is conducted today on humans and human cells and tissues. The main tension in the field of human experimentation is between potential harms to the human subjects and potential benefits for science and humanity. A variety of scientific and ethical codes and rules have been developed and declared both in ethical declarations and in legal regulations in order to proceed to achie...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.