IntroductionChronic post-traumatic arteriovenous fistula (AVF) is a late complication of vascular injury and can be presented with symptoms of congestive heart failure, venous hypertension and distal ischaemia. We present an unusual case of chronic leg swelling in adult caused by post-traumatic AVF.Case presentationA 52 year old white-male patient complained of palpitation, pain and swollen right leg. Arterial pulses distally from the groin were present. His medical history revealed him to have sustained gunshot injury of the left thigh 5 years before. Angiography showed a large AVF between superficial femoral artery and femoral vein. The patient underwent surgical repair of AVF with ligation of AVF between superficial femoral artery under spinal anaesthesia. Completion angiography confirmed AVF exclusion. Leg swelling healed within a month.ConclusionPost-traumatic fistula should be obliterated as soon as possible. Untreated fistula results in complications including renin-mediated hypertension and high-output heart failure, venous and/or arterial insufficiency.

Spontaneous

Kan transfüzyonu kalp cerrahisinde hayat kurtarıcı olabildiği gibi ölümcül de olabilmektedir. Son yıllarda kan ürünlerinin kullanımının azaltılması yönünde deliller artmıştır. Kan ürünlerinin hem erken dönem hem de geç dönem artmış mortalite ile birlikteliğini destekleyen pek çok yazı mevcut. Ancak transfüzyonun açık kalp cerrahisi uygulanan hastalarda hangi aşamada daha tehlikeli olduğuna dair delil az bulunmaktadır. Bu sebeple biz intraoperatif kan transfüzyonu uygulanmış hastalarda görülen mortalite oranı ile postoperatif kan transfüzyonu uygulanmış hastalarda görülen mortaliteyi kıyasladık. Hastalar ve Yöntem: Çalışma Nisan 2008 ve Şubat 2013 tarihlerinde 108 (%78.8)'i erkek, 29 (%21.2)'u kadın olmak üzere toplam 137 olgu ile yapılmıştır. Çalışmaya dahil ettiğimiz hastalarda kardiyopulmoner baypas (KPB) sırasında hedef hematokrit %20-25 KPB sonrasıda hedef %25-%30 olarak belirlendi. Postoperatif dönemde hastalarımızda eğer anemiye sekonder semptom yok ise hedef hematokrit %26'nın üzeri olarak belirlendi. Ancak semptomatik hastalarda semptom giderilmesi hedeflendi. Taze donmuş plazma (TDP) sadece hacim genişletmek için değil ayrıca koagülapatinin düzeltilmesi içinde kullanıldı. Anemi düzeltilmesi için sadece eritrosit süspansiyonu (ES) transfüzyonu sağlandı. Bulgular: Çalışma 108 (%78.8)'i erkek, 29 (%21.2)'u kadın olmak üzere toplam 137 olgu ile yapılmıştır. Olguların yaşları 36 ile 82 yıl arasında değişmekte olup, ortalama yaş 60.88 ± 9.84 yıldır. Olguların 109 (%79.6)'u yaşamakta iken, 28 (%20.4)'i eksitus olmuştur. Operasyon sırasında kullanılan eritrosit miktarı iki ve daha fazla olduğunda eksitusu öngörmedeki duyarlılığı %46.43, özgüllüğü %81.65, pozitif kestirim değeri %36.39 ve negatif kestirim değeri %85.58 saptanmıştır. Sonuç: Baypas uygulanan hastalarda intraoperatif transfüzyon hastane mortalitesi üzerine olumsuz etkisi mevcut. Bu haliyle peroperatif dönemde tranfüzyondan kaçınmak için gerekli önlemlerin alınması uygun olur.

No abstract

eventy to 90% of patients with acute aortic rupture following blunt trauma die at the scene of injury or before reaching the operating room. 1-3 Those who survive usually have a contained aortic rupture and require mostly emergent intervention to control mediastinal hemorrhage. Actually, ruptured thoracic aortic aneurysm is more common in older patients and has a high early postoperative mortality, ranging from 24% 4 to 42,1%. 5 In this subgroup of elderly patients, mortality has been reported as 50% when operation was performed on the emergency basis. 6 In this setting, endovascular stent grafting is a less invasive treatment for descending aortic pathologies and may be considered as an alternative to conventional surgical repair.