Objective: This study aims to evaluate the compatibility between skeletal and dental malocclusions in the sagittal direction. Material and Methods: 230 patients (male, female) aged 11-18 years, who applied to Van Yüzüncü Yıl University Faculty of Dentistry Orthodontic Clinic, had no craniofacial anomaly, had not received orthodontic treatment and had no history of trauma, were included in the study. Individuals were divided into groups according to their ANB angles. The molar relationships in different sagittal skeletal malocclusions were examined. Descriptive analysis and the Pearson chi-square test were used to evaluate the information. The obtained data were statistically analyzed at the 5% significance level. Results: 230 individuals between the ages of 12-30 were divided into groups according to their ANB angles. In individuals with skeletal Class 1 malocclusion, the molar relationship was Angle Class II at most and Angle Class IV at most negligible. In individuals with skeletal Class 2 malocclusion, the molar relationship was determined as Angle Class II at most, while Angle Class III subdivision and no molar relationship were observed at least. In individuals with skeletal Class 3 malocclusion, the molar relation was Angle Class III at most, Angle Class IV at least, and no molar relation. Conclusion: In this study, it was observed that there was a significant relationship between skeletal malocclusions and molar relationships. However, it is thought that the molar relationship may vary due to different factors other than skeletal malocclusion.

No abstract

Bu araştırmanın amacı, gömülü maksiller kanin dişlerinin komşu dişler üzerinde kök rezorpsiyonuna etkisinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 2012-2022 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine başvurmuş, yaşları 13-40 arasında olan daha önce çeşitli sebeplerle konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüsü alınan; maksiller kanin dişi gömülü olan 102 hasta dâhil edildi. İstatistiksel anlamlılık p<0,05 olarak kabul edildi. Kök rezorpsiyonu dereceleri gruplandırılarak; rezorpsiyon yok, hafif rezorpsiyon, orta rezorpsiyon ve şiddetli rezorpsiyon şeklinde ayrıldı. Değerlendirme öncesi, daha önce ortodontik tedavi görmüş olanlar, agenezi, dental invaginasyon, taurodontizm, dilatasyon gibi dental anomalisi olanlar, radyografisi kalitesiz olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Bulgular: Santral dişle teması olan gömülü maksiller kanin dişi oranı %25,5, lateral dişle teması olan gömülü maksiller kanin dişi oranı %53,9 ve premolar dişle teması olan gömülü maksiller kanin dişi oranı %16,7 olarak elde edildi. Rezorpsiyon durumu hafif olan dişlerin oranı %35,3, orta olan dişlerin oranı %2, şiddetli olanların oranı %2,9 ve rezorpsiyon olmayanların oranı %59,8 olarak elde edildi. Gömülü maksiller kanin dişin konumuna göre lateral, santral ve premolar dişle temas olması durumunda rezorpsiyon durumlarının dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadı (p>0,050). Kök rezorpsiyon durumlarına göre cinsiyetlerin dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmedi (p=0,806). Kök rezorpsiyon durumlarına göre yaşların ortanca değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmedi (p=0,816). Sonuç: Gömülü maksiller kanin diş konumlarının komşu dişlerde rezorpsiyona sebep olması üzerinde etkili olmadığı ve kök rezorpsiyonlarının yaşa ve cinsiyete göre farklılık göstermediği görülmüştür. Bu nedenle gömülü kalmış maksiller kanin dişlerin pozisyondan, yaştan ve cinsiyetten bağımsız olarak çevre dişlerde rezorpsiyona sebep olabileceği bilinmeli her vaka rezorpsiyon meydana getirme ihtimali olması açısından değerlendirilmelidir. Anah tarKe li me ler: Maksiller kanin; konik ışınlı bilgisayarlı tomografi; kök rezorpsiyonu ABS TRACT Objective: The aim of this study is to examine the effect of impacted maxillary canines on root resorption on adjacent teeth. Material and Methods: Between the years of 2012-2022, Van Yüzüncü Yıl University Faculty of Dentistry was admitted to the study, aged between 13 and 40, whose cone beam computed tomography image was taken for various reasons before; 102 patients with impacted maxillary canines were included. Statistical significance was accepted as p<0.05. The degrees of root resorption were grouped as no resorption, mild resorption, moderate resorption and severe resorption. Patients with previous orthodontic treatment, dental anomalies such as agenesis, dental invagination, taurodontism, dilatation, and poor quality radiographs were excluded from the study. Results:The ratio of impacted maxillar...

No abstract