Özet: Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO)'ların doğada yetişen diğer bitkilerden farklı olarak kendi türlerine ait olmayan genleri taşımaları, son yıllarda bu ürünlerin muhtemel risklerini gündeme getirmiştir. GDO'lar, aktarılan yeni gen ürünlerini ve onlardan kaynaklanan sekonder metabolitleri içerdiğinden, potansiyel bir riske sahiptir. Bitki biyoteknolojisi, üretim stabilitesini artıracak, tüketicilere beslenme faydaları sağlayacak, yoğun tarımın çevresel etkilerini azaltacak, ilaçlara ve aşıların erişilebilirliğini artıracak bitkiler üzerine odaklanmalıdır. İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve ekolojik çeşitliliğin korunması için Biyogüvenlik Kanunu'nun işlevselliği sağlanmalıdır.Anahtar sözcükler: Biyogüvenlik, genetiği değiştirilmiş organizma
Genetically modified organisms and biosecuritySummary: As genetically modified organisms (GMOs), different from other plants grown in nature, have genes which do not belong to their own species, potential risks of these crops have brought up in recent years. Because GMOs include new transformed gene products and seconder metabolites, they have a potential risk. Plant biotechnology should focus on plants that will improve production stability; give nutritional benefits to the consumer; reduce the environmental impacts of intensive agriculture, and increase the availability of pharmaceuticals and vaccines. Functionality of Biosecurity Legislation should be performed in order to protect the health of human, animal and plant, environment and ecological variabilty.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.