Bu araştırmanın temel konusu sosyal zekâ ve güven arasındaki ilişkidir. Çalışmada katılımcıların sosyal zekâ düzeyi ve güven düzeyi arasındaki ilişkinin belirlenmesi ve bazı değişkenler (cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, politik yelpaze ve dini inanç) ile aralarındaki ilişkinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemi benimsenmiş ve veri toplama tekniği olarak da anket tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi, kolayda örnekleme tekniğiyle oluşturulmuştur. Araştırma için hazırlanan anket çevrim içi ortamda 324 katılımcıya uygulanmıştır. Bulgulara göre, “Tromso Sosyal Zekâ” ölçeğinin toplam puan ortalaması 59,50±9,253 ve “Güven” ölçeğinin toplam puan ortalaması 52,22±12,228’dir. Analizler sonucunda sosyal zekâ ölçeği toplam puanı ile güven ölçeği toplam puanı arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir. “Güven” ölçeği ile Tromso Sosyal Zekâ ölçeğinde “Sosyal Beceri” alt boyutu ve “Sosyal Farkındalık” alt boyutu arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Öte yandan, yaş ve politik yelpazenin hem sosyal zekâ hem de güven düzeyi ile aralarında ilişkisi olduğu tespit edilmiştir.

No abstract

Geleneksel iktisada göre birey, tam bilgiye sahip ve bu bilgiyi kusursuz bir biçimde işleyebilen rasyonel bir varlıktır. Bunun yerine davranışsal iktisat, bireyin sınırlı rasyonel bir varlık olduğunu ve karar verme sürecinde kişisel, psikolojik ve çevresel diğer faktörlerin varlığını ve etkisini savunmaktadır. Bu bağlamda, davranışsal iktisat alanındaki geniş literatür sınırlı rasyonelliğin gerçekçi yönlerini ortaya koyabilmiştir. Günümüzde bireylerin günlük hayatında geniş yer kaplayan internet ve sosyal medya ağları nedeniyle de karar verici birimlerin karar verme süreçlerinde çevresel faktörlerin etkisi daha güçlü olabilmektedir. Bu noktada, bu çalışmada bireyin karar verme sürecine etki eden influencer takibi ve iktisadi bilgi sınırlı rasyonellik açısından değerlendirilecektir.