Liderlik, günümüzün en önemli yönetim becerilerinden biridir. Lider, işletmeye vizyon oluşturma ve örgütü geleceğe taşıma konusunda çok önemli bir konuma sahiptir. Özellikle küreselleşen dünyamızda, şirketlerin başarısında yöneticilerin liderlik nitelikleri giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu makalede küreselleşmenin liderlik üzerindeki etkisi ve liderliğin psikolojik iyi oluş ve örgütsel bağlılığa olan etkileri açıklanacaktır. Liderlik seviyesi yükseldikçe çalışanların psikolojik iyi oluş seviyeleri ve örgüt bağlılıkları artmaktadır. Küreselleşmenin liderlerin özelliklerini ve davranışlarını nasıl etkilediği ile liderlerin küresel dünyadaki durumu analiz edilmekte ve liderlerin küresel bir düşünce yapısına sahip olmasını gerektiren unsurlar açıklanmaktadır. Sonuç olarak küreselleşmenin etkisi ile rekabet daha yoğunlaşmakta ve yönetim şekilleri farklılaşmaktadır. Ayrıca liderlik davranışının çalışanların iyi oluşuna etki ettiği ve örgüte olan bağlılıklarını artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Rekabet gücü yüksek olan küresel şirketler klasik hiyerarşiden uzaklaşarak daha sade bir yönetim anlayışı benimsemişlerdir.

İş hayatından toplumsal hayata kadar uzayan ve farklılaşan tüm organizasyonlarda gruplar önemli bir yer tutmaktadır. Bu gruplara bireyler kendi istekleriyle katılabilecekleri gibi zorunlu olarak da katılım sağlamaları söz konusu olmaktadır.Gruba üye olan her birey diğer grup üyeleriyle etkileşim halinde olur. Bu bağlamda grup içi iletişim ağının etkin ve verimli yapılanması son derece önem arz etmektedir. Grup oluşumları birbirine benzer şekilde olsa da grup yapıları farklı özellikler göstermektedir. Motivasyon kaynaklarını ve ortak amaçlarını paylaşan bireyler arasında sürekli bir etkileşim meydana gelmekte ve etkileşimde bulundukları süreçte hiyerarşik yapıdan ve belirlenmiş rollerden oluşan grup yapıları ortaya çıkmaktadır (Barlı, 2010:399). Gruplar, amaçları, üye sayıları, gruba katılım zorunluluğu ve yaşam süresi bakımında farklı özellikler taşırlar. Bununla birlikte gruplar, birincil ve ikincil, biçimsel ve biçimsel olmayan, üyelik ve özenme, resmî ve resmî olmayan gruplar biçiminde sınıflandırılır. Gruba üye bireylerin, grup içinde uymak zorunda oldukları 'norm' adı verilen kurallar vardır. Normların bir bölümü yazılı, bir bölümü ise sözlü tarzda oluşturulmuştur. Geliştirilen tüm normlar, gruba üye bireyler tarafından bilinir. Grupları düzenleyen bir fonksiyona sahip olan normlar, kısa sürede oluşabileceği gibi uzun zaman zarfında da meydana gelebilir. Çeşitli nedenlerle bireylerin, doğal ya da zorunlu olarak üyesi oldukları grupların oluşumu, yapısı, özellikleri gruplar açısından farklılık göstermektedir.Grubun oluşma nedeni, özellikleri, sınıflandırılması, grup içi iletişim ağları ve gruba üye bireylerin birbirleriyle etkileşimleri dinamik bir grup yapısı oluşturmada önemli hususlardır. Bu çalışmada grupların oluşumları, grup yapısı ve iletişimi yerli ve yabancı kaynaklı litaratür taramasıyla incelenecektir.

In today's world, the changing environmental conditions of organizations make it difficult for these organizations to achieve success. The key to being successful is that organizations can comprehend the changing environmental conditions, keep up with these changes, and carry out continuous improvement efforts within the organization with all their employees. In the understanding of total quality management, it should be considered as taking precautions before making mistakes, instead of detecting and correcting mistakes that can be made depending on changing conditions after they occur. Organizations that continue their activities within the framework of this understanding can meet the needs of their customers and the environment and continue their existence by increasing the quality of their products and services. In this study, the principles and objectives of the concept of total quality management are examined, and the place and importance of these concepts in terms of organizations are touched upon. Keywords: Organization, Total Quality Management, Customer

Objectives: In this study, the problems, attitudes and behaviors of diabetic foot patients were examined and evaluated in terms of sociology and management science. Diabetic foot disease is a serious chronic disease with a difficult life-supply process for sick individuals and a high cost for the family and society. The financial burden of these costs on the national health system and the family of the individual is quite high. It has been observed that there is no subjective study in the examination of national and international resources on the management of these costs. One of the most frightening complications in diabetic foot disease is amputation. Method: Diabetic foot diseases cause many negativities in the life processes of sick individuals and reduce the individual's potential to adapt to social and cultural life. This process will be a chaotic life cycle for the patient and his family. This situation, the thought of a tragic future, puts him and his family in a spiral of economic and psychological problems. The patient is exposed to psychological, pathological and sociological problems through this process. It is possible to state that there are universal principles of health management for ethnic and cultural formations living in the world (Kızılçelik, 1996:69). In this context, sociology of health examines people's attitudes and behaviors against diseases, socio-cultural and economic reasons of patients. It deals with the social class relations with the disease, demographic structure, many factors such as poverty, divorce, unemployment and death, and the relations with the relatives of the patients (Kızılçelik, 1996:70). Result: Sociology explores the meanings and causes behind human behavior. Health sociology, on the other hand, analyzes the relationship between the socio-cultural life of people and the disease, the response to diseases and health policies. The concepts of illness and health are closely related to the society in which people live. In this study, it was aimed to bring the life cycle of diabetic foot patients to a livable state and to increase their quality of life. Preventive health practices and developments in public health are important in the development of health sociology. The solution of the problems of diabetic foot diseases should be considered together within the framework of sociology and management science.