This article focuses on the changes in masculinity identity caused by forced migration and remasculinization strategies developed by men against this situation. This qualitative study sets out the idea that forced migration causes the dramatic changes in gender roles, especially in the identity of masculinity. In this context, data were collected from 15 male refugees who flee from different countries to Turkey through semi-structured interviews. According to the data, forced migration refers to a crisis in masculinity that shook the power of some men. Men cannot perform the various roles that traditionally attributed to masculine identity, due to poverty and unemployment they face by displacement. In the face of this situation, some men try to reconstruct and regain their power and masculinity identity by developing different remasculinization strategies. These are realized by emphasizing the roles of hegemonic masculinity that men can perform in the process of forced migration.
Türkiye'de zorunlu göç bağlamında mülteci, şartlı mülteci ya da sığınmacı gibi çeşitli hukuksal statülerin varlığı nedeniyle dil birliğinin sağlanması açısından tüm gruplar için sığınmacı ifadesi kullanılmıştır.
Sosyal bilimleri ve sosyolojiyi etkisi altına alan pozitivizmin sorgulanması sonucunda, insanı anlamaya ve onu kendi bağlamı içinde yorumlamayı amaçlayan niteliksel araştırma yöntemleri önem kazanmaya başlamıştır. Söz konusu araştırmalar birbirlerinden farklı ve özgün yönlere vurgu yaparlar. Bunlar, temel özellikleri bakımından genellikle etnografi, fenomenoloji, kuram oluşturma, anlatı araştırmaları ve durum çalışmaları şeklinde beş desene ayrılırlar. Bilindiği üzere bu desenler araştırmacının odaklandığı konuya, iletişim ve yazma kabiliyetine ve/veya sahip olduğu imkanlara göre farklılaşan süreçlere sahiptirler. Bununla birlikte söz konusu desenler nicel desenlerin aksine çok daha esnektirler ve esnek oldukları ölçüde iç içe geçen, karmaşık ve ayırt edilmesi zor aşamaları içerirler. Bu doğrultuda bu çalışmanın amacı sosyolojide son dönemlerde sıklıkla tercih edilen iki niteliksel desen olan fenomenolojik ve etnografik araştırmaların temel özelliklerini alanyazına dayalı olarak karşılaştırmalı bir biçimde analiz etmek ve söz konusu desenleri kullanacak biz araştırmacılara çok küçük de olsa bir katkı sağlamayı ummaktır. Bu derlemede öncelikle nitel araştırmaların karakteristik özelliklerinden bahsedilmiş, ardından fenomenolojik ve etnografik araştırmaların sosyal bilimlere etkileri, araştırmacılara katkıları, avantajları ve dezavantajları bakımından kısa bir analizi yapılmıştır.
ÖzVücut geliştirme, erkeklik kimliği, beden ve spor arasındaki ilişkinin somut olarak gözlenebileceği, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini pekiştiren bir spor dalı ve bir toplumsal alandır. Erkeklik kimliğinin inşası ve yeniden üretilmesi açısından vücut geliştirme önemli bir alandır, çünkü çoğu toplumda ideal kabul edilen ve hegemonik erkeklikle ilişkilendirilen kaslı bedene erişmeyi mümkün kılar. Bu çalışma, bir alan araştırmasının verileri üzerinden vücut geliştirmeci erkeklerin bu alanı eril bir alan olarak oluşturup korurken kullandıkları stratejileri ortaya koymayı ve bu olguyu toplumsal cinsiyet sosyolojisi perspektifiyle incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma 2019 yılında nitel yöntemle ve fenomenolojik desende yürütülmüş olan bir saha çalışmasıdır. Veriler 2018 Aralık ve 2019 Ocak ayları arasında Türkiye'nin beş farklı ilinde yaşayan, vücut geliştirme yarışmasına katılmış ya da katılma aşamasında olan 18 vücut geliştirmeci erkekten yarı yapılandırılmış görüşmelerle toplanmış, mülakat dökümleri betimsel ve sistematik olarak analiz edilerek yorumlanmıştır. Bulgular katılımcıların vücut geliştirmeyi erkeklikle ilişkilendirilen bir alan olarak savunurken biyolojik ve kültürel stratejiler kullandıklarını göstermektedir. Biyolojik koruma stratejileri çerçevesinde erkekler, sahip oldukları testosteron hormonu sayesinde kendilerini vücut geliştirme alanının doğal sahipleri olarak görmekte, kadın bedeninin östrojen hormonu ve menstruasyon döngüsü gibi biyolojik nedenlerle vücut geliştirmeye uygun olmadığını düşünmekte ve kadınları alandan dışlamaktadırlar. Kültürel koruma stratejileri ise toplumsal cinsiyet rolleri ve sembolleriyle ilişkilidir. Bu stratejilerden biri kadınların vücut geliştirme için gerekli olan ve hegemonik erkekliğe atfedilen disiplin, sıkı çalışma, azim, hırs ve irade gibi özelliklere sahip olmadığı iddiasına dayanmaktadır. İkincisi ise vücut geliştirme yapan kadınların kadınsılıklarını kaybedecekleri ve erkekler tarafından beğenilmeyen bir bedene sahip olacakları iddiasına dayanmaktadır. Bulgular, vücut geliştirme alanında başarılı olan kadınların erkeklere ait bir amacı benimsedikleri için saygı görseler de erkek vücut geliştirmeciler tarafından genel olarak sapma olarak görüldüklerini göstermektedir. İster kadınlığın biyolojik nitelikleri üzerinden, ister bedenle ilgili toplumsal cinsiyet kalıp yargıları üzerinden olsun, kadınların bu alanın dışında bırakılmaya çalışılması vücut geliştirme sporunun hegemonik erkekliğin kültürel egemenliğinin korunması ve sürdürülmesini sağlayan bir alan olduğunu göstermektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.