<p><strong>Abstract</strong></p><p>Towards the end of the 20th century, technologically advanced societies have linked the infrastructure and service sectors of the city with technology to reduce population pressure on cities and to sustain welfare. With this aim, state and city managers aimed to accelerate the operation of services. This situation has led to the establishment of the basics for the creation of smart cities. The areas of use of spatial analysis have also increased with the developing smart city systems. When spatial analyzes are associated with GIS, it becomes very useful for urban studies. Accessibility to schools in the city of Uşak is also an example of this type of spatial analysis. In the study, accessible areas were determined by applying network analysis to the schools in Uşak city. While the data set used in the analysis was created, the locations of the schools taken from Uşak Provincial Directorate of National Education, the number of students, teachers and classrooms, the road and building data obtained from the zoning plan of Uşak Municipality, and the OpenStreetMap vector data were used. In addition, population data of the study area were obtained from TURKSTAT by age. The analysis was applied to the distances and alternative distances specified in the law and the accessable areas were determined. As a result of the study, it was determined that the biggest problem in accessibility was in kindergartens. As far away from the center as primary and secondary schools, problems were observed in the walls of the city. In high schools, almost all the city remains within the domain. Considering the adequacy of the educational institutions, it is observed that there are a large number of students per teacher and classroom in kindergartens.</p><p><strong>Öz</strong></p><p>20. yüzyılın sonlarına doğru teknolojik açıdan ilerleyen toplumlar şehirlerin üzerinde oluşan nüfus baskısını azaltmak ve refahı sürdürülebilir kılmak için şehrin altyapı ve hizmet sektörlerini teknoloji ile ilişkilendirmişlerdir. Bu gaye ile devlet ve kent yöneticileri hizmetlerin işleyişini hızlandırmayı amaçlamışlardır. Bu durum akıllı kentlerin oluşmasına zemin hazırlayan çalışmaların yapılmasına sebep olmuştur. Gelişen akıllı kent sistemleri ile mekânsal analizlerin kullanım alanları da artmıştır. Mekânsal analizler CBS ile ilişkilendirildiğinde kent çalışmaları için oldukça kullanışlı hale gelmektedir. Çalışmanın amacını da oluşturan Uşak şehrindeki okullara erişilebilirlik bu tipteki mekânsal analizlere bir örnektir. Çalışmada Uşak şehrinde bulunan eğitim kurumlarına network(ağ) analizi uygulanarak erişilebilir alanlar belirlenmiştir. Analizde kullanılan veri seti oluşturulurken Uşak İl Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan eğitim kurumlarının konumları, öğrenci, öğretmen ve derslik sayıları, Uşak Belediyesinden alınan imar planından elde edilen yol ve yapı verileri ile OpenStreetMap vektör verilerinden faydalanılmıştır. Ayrıca çalışma sahasının yaş çağlarına göre nüfus verisi TÜİK'ten temin edilmiştir. Analiz yasalarda belirtilen mesafelere ve alternatif mesafelere uygulanarak erişebilir alanlar belirlenmiştir. Çalışma sonucunda erişebilirlikte en büyük problemin anaokullarında olduğu belirlenmiştir. İlkokul ve ortaokullarda merkezden uzaklaştıkça şehrin çeperlerinde problemlerin olduğu görülmüştür. Liselerde ise hemen hemen bütün şehir etki alanı içerisinde kalmaktadır. Eğitim kurumlarının yeterliliğine bakıldığında yine anaokullarına öğretmen ve derslik başına düşen öğrenci sayılarının fazla olduğu göze çarpmaktadır.</p>
The increasing world population began to concentrate in cities especially after the Industrial Revolution. After the Second World War, societies with over consumption have brought with it the waste problem. In particular, the growth of urban areas, both as a population and as an area, has led to the increase of waste material and the existing landfills located in the border of the city. This situation, which can lead to health consequences, has led local and central governments to find new landfills. When the literature is examined, it has been seen that studies about the subject have been made. In this study, alternative landfill areas were determined in Uşak Central District by using geographical information systems and analytic hierarchy process which is one of the multi criteria decision making methods. The analytical hierarchy process used in the method part is the multi criteria decision making method, which allows to determine the degree of importance based on the Pair-wise comparisons of the determined criteria. In determining the alternative sites, rivers, settlements, lands, faults, landslide, slope, agricultural value of the area, land use type, transportation networks, geological formations, large soil classes and distance to airport were taken into consideration. The maps of the criteria were prepared using ArcMap software. Euclidean distance analysis was applied and reclasify was performed. Distance between settlements and rivers was determined as the most important criteria at the end of the Pair-wise comparisons. Weighted overlay was applied by using weight ratios determined by analytical hierarchy method and alternative sites were determined. As a result of the analysis, six different sites in total 1522 hectares were found suitable near Dışkaya, Taşkonak, Yenişehir, Bağbaşı, Bozköy, Göğem and Karlık villages. The results of the study were limited to GIS analysis. The presence of a dense settlement and stream drenage in the research area has limited the storage space.
Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin küresel iklim değişikliğine yönelik farkındalık düzeylerini belirlemek için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda çalışma nicel araştırma yöntemlerine uygun olarak kesitsel tarama deseninde gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın araştırma evrenini Uşak Üniversitesi'nde öğrenim gören üniversite öğrencileri, örneklemini ise 2020-2021 eğitim öğretim yılında aynı üniversitede öğrenimine devam etmekte olan tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilmiş 953 gönüllü öğrenci oluşturmuştur. Elde edilen verilerin analizinde yapı geçerliğini görmek için temel bileşenler analizi yapılmıştır. Ulaşılan yapıdan hareketle model oluşturulmuş ve varsayılan modelin verilerle uyumunu görebilmek için de doğrulayıcı faktör analizi (DFA) yapılmıştır. Yapılan analizler neticesinde, 21 maddeden ve dört boyuttan oluşan küresel iklim değişikliği farkındalık ölçeği geliştirilmiştir. Ölçeğin boyutları sırasıyla "Küresel İklim Değişikliğinin Doğal ve Beşerî Ortama Etkilerine Yönelik Farkındalık", "Küresel Organizasyonlar ve Anlaşmalara Yönelik Farkındalık"; "Küresel İklim Değişikliğini Ortaya Çıkaran Sebeplerine Yönelik Farkındalık" ve "Küresel İklim Değişikliğinin Enerji Tüketimine Yönelik Farkındalık" olarak adlandırılmıştır. Geliştirilen ölçeğin toplam varyansın %57,72'sini açıkladığı ve güvenirliğine ilişkin Cronbach's alpha değeri 0,826 olarak hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda üniversite öğrencilerinin küresel iklim değişikliği farkındalığını belirlemek için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirildiği sonucuna ulaşılmıştır.
The current study aims to create a land use suitability map for the Demirci district of Manisa province in which the Analytical Hierarchy Process, one of the multi-criteria decision-making techniques, and Weighted Overlay methods are used. Eleven factors (soil, LCC, OSC, erosion, soil depth, elevation, slope, aspect, geomorphology, temperature, and precipitation) affecting land use were determined according to previous similar studies and expert consultation. Priorities of basic land use types were also designated based on expert consultation. After this process, layer maps were created using GIS software. With these layer maps, a land use suitability map of the district was drawn through an analytic hierarchy process and weighted overlay analysis. The suitability of the land in terms of three different forms of use, namely forest, meadow-pasture, and agricultural areas was revealed. As a result of the study, it has been revealed that the most incompatibility between the current land use and land use suitability is in agricultural land. The results also indicate that most of the areas which should be pasture are used as agriculture and forest areas. The southern slopes of the Simav-Demirci Mountains, Asi Tepe, and its surroundings are suitable for forest areas. The study not only contributes to the local and national economy by revealing unsuitable land uses in the research area suggesting different ways of use but also helps the continuity of the ecosystem by ensuring the protection of natural areas.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.