İnançların sunduğu ilkeler bireylerin düşünme tarzlarını etkilemektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda inanan ve inanmayan bireylerin farklı düşünme tarzlarına sahip oldukları tartışılmakla birlikte, Müslüman gruplarda inanç ve bilişsel stiller ilişkisini inceleyen az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmada içsel dini motivasyon ile günümüzde en çok arzu edilen düşünme becerileri arasında gösterilen “eleştirel düşünme” ve siyah-beyaz düşünme şekli olarak ifade edilebilecek ve çoğunlukla olumsuz yapılarla ilişkilendirilen “ikili düşünme” arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışma 395 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirilmiş, veriler sosyo-demografik bilgi formu, İçsel Dini Motivasyon Ölçeği, Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği ve İkili Düşünme Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda içsel dini motivasyon ile eleştirel düşünme ve ikili düşünme arasında pozitif yönlü anlamlı, eleştirel düşünme ile ikili düşünme arasında da pozitif yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. İkili düşünme ile eleştirel düşünme arasındaki ilişkide ise içsel dini motivasyonun aracı rolünün olduğu görülmüştür. İslam inancı sıklıkla akletmeye, düşünmeye davet etmekte ve bu düşünce tarzını olumlamakta; aynı zamanda cennet-cehennem, iyi-kötü, karanlık-aydınlık, iman-inkar gibi söylemlerle ikili düşünme için çeşitli kavramsal araçlar sunmaktadır. Eleştirel düşünme ve ikili düşünme birbirine zıt yapılar olarak görülmesine rağmen, bulgular İslam inancının aynı anda hem eleştirel düşünme hem de ikili düşünme ile ilişkili olduğunu, bu sayede eleştirel düşünmenin ikili düşünmenin katılığını azalttığı şeklinde yorumlanmıştır. Bulgular ilgili literatür ışığında tartışılmış ve ileri araştırmalar için öneriler getirilmiştir.
The interaction between technology and religion has led to discussions on social robots in religious studies. Various robots have been produced to conduct funerals, give blessings, respond to personal prayer requests, preach, answer religious questions, or instruct religious education. Parallel to these developments, the term theomorphic robot was introduced to describe robots employed for religious purposes, and the characteristics of this type of robot have been described. Attitudes toward technological advances have been influenced by the religious or cultural origins of individuals and society. The present study investigates the “calf”, called “The Story of al-Sāmirī” in Islam and the “Golden calf” in Judaism, in terms of theomorphic robot design and features and discusses whether the “calf” can be considered an early theomorphic robot. It is concluded that the “calf” can be considered an example of an early theomorphic robot in terms of most of its features, and the Story of al-Sāmirī can be employed as a criterion for theomorphic robot analysis. This can explain the interaction between religion and robotics in Muslim culture. Attitudes toward the interaction of religion and robotics vary based on the description and perception of theomorphic robots.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.