Birinci Dünya Savaşı sonrasında dizayn edilmeye başlanılan evrensel uluslararası hukuk bir taraftan ilk siyasi oluşumlardan bugüne insanoğlunun birikimleri üzerine inşa olmuş, diğer taraftan ise her ne kadar devletlerin egemen eşitliği ve bu çerçevede halkların kendi kaderini belirleme hakkı, müdahale yasağı ve güç kullanma yasağı gibi temel prensipler üzerine temellendirilmiş ise de 1648 Vestfalya Antlaşmasıyla kurulan Bölgesel Avrupa Hukuku temelinde şekillenmiştir. Bu şekillenme; söz konusu bölgesel hukukun en temel prensibi olan Avrupa ülkeleri arasında eşitlik kuralı, Avrupa dışında kalan ülkelerle ilişkide de güç temeli üzerine gerçekleşmiştir. Bu çerçevede uluslararası antlaşmalar, uluslararası örgütler ve uluslararası hukukta kullanılan kavram ve konseptler bu şekillenmenin en önemli araçları olarak ortaya çıkmıştır. Kavram ve konseptlerin oluşturulmasında ve kullanılmasında güçlü devletler, olgu ve olayları kendi perspektiflerinden tanımlamışlar, kendileri dışındaki ülkelerle ilişkide temel olan güç olgusunu meşrulaştırma temelli kurgular inşa etmişlerdir. Uluslararası hukuka dair Türkçe literatürde bu kavram ve konseptler çoğu kez eleştirel bakış açısından yoksun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada uluslararası hukukta kullanılan yaptırım, başarısız devlet ve azınlık kavramları üzerinden kavram olgu uyumsuzluğu irdelenecek, her bir kavramda kavramın öz anlamı, uluslararası hukukta hangi fenomen için kullanıldığı ve ne amaç ile kullanıldığı incelenecektir.

The institutions, norms and customs regulating the relations among the Sumerian city states which are deemed to be the first civilization in the history are the basis of many institutions of the current international law. The Stele of Vultures which is a Sumerian inscription that survived from the 3rd century BCE, presents a great amount of data with its inscription and depiction in various fields from history to art, religion to history of politics. The royal inscription which is accepted to be prepared by Lagash king E-anatum, is accepted to be the oldest document related to the history of international law. This single-sided historical narrative which presents a part of the boundary and water dispute between the Lagas and Umma city states that lasted over 150 years provides data on many norms and institutions of international law. In the article Stele of Vultures, which is mentioned in the history of international law part of some of the international law textbooks published in West and Turkey will be analyzed from the viewpoint of the history of international law. In the article within the bounds of possibility of the depictions and inscriptions, various rules of international law such as the law between the city states, deity – king and deity – city state relationship, boundary and water dispute, war, signing of treaties, breach of treaties, the sanctions which are applied in the event of nonfulfillment of the deed of the treaty, peaceful settlement of disputes and ceremony which emerges in different forms in interstate relations will be examined.