Bu çalışma, Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) şüpheli veya kesin tanısı ile yatışı yapılan hastalarda kalp hızı değişkenliğinin (KHD) sağlıklı kontrollerle kıyaslanması ve proinflamatuvar sitokinler bağlamında değerlendirilmesi amacı ile tasarlandı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya, 3 alt gruptan oluşan (53 kesin COVID-19 tanısı almış hasta, 42 şüpheli COVID-19 tanısı almış hasta ve 20 sağlıklı kontrol) toplam 115 denek dahil edildi. Hasta demografik özellikleri, inflamatuvar belirteçler (C-reaktif protein [CRP], D-Dimer, ferritin ve prokalsitonin) ve 24-saat Holter monitorizasyon parametrelerine ait veriler kaydedildi. Bulgular: Holter monitorizayonu parametrelerinin hiçbiri, şüpheli ve kesin COVID-19 tanısına sahip gruplar arasında anlamlı fark göstermedi. Şüpheli ve kesin COVID-19 tanılı her iki grupta, bütün NN intervallerinin standart sapması (SDNN, her biri için p<0,001) ve KHD triangular indeksi (her biri için p<0,001) değerleri kontrol grubu değerlerine göre anlamlı olarak daha düşük iken, ardışık normal NN intervalleri arasındaki farkların karekökü (RMSSD, her biri için p<0,001), düşük frekans (LF, sırasıyla p=0,001 ve p<0.001), yüksek frekans (HF, her biri için p<0,001) ve LF/HF oranı (her biri için p<0,001) değerleri kontrol grubu değerlerine göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Prokalsitonin ve SDNN değerleri arasında pozitif korelasyon mevcuttu (r=0,227, p=0,044). Sonuç: Bulgularımız COVID-19 hastalarında KHD'nin hem zaman-bağımlı hem de frekans-bağımlı parametreler açısından önemli değişimler gösterdiğine ve bu değişimin viral yükten bağımsız olup, otonom sinir sistemi disfonksiyonu lehine olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla bulgularımız, KHD'nin COVID-19 hastalarında altta yatan inflamatuvar sürece veya tedavi yan etkilerine bağlı gelişen otonom disfonksiyonun değerlendirilmesi açısından kullanışlı bir klinik araç olarak sitokin fırtınasının erken tahmini, tiraj, hastalık progresyonunun izlenmesi ve tedavi bakımından klinisyenlere yol gösterebileceği yönündedir.

Background: The aim of this study was to investigate the use of prophylactic magnesium sulphate and amiodarone in treating arrhythmias that may occur following coronary bypass grafting operations.

These results indicate that overt hypothyroidism is associated with early impairment in LV longitudinal myocardial function, and that tissue Doppler echocardiography is useful for the grading of disease and detection of early impairment. (ECHOCARDIOGRAPHY 2010;27:505-511).

No abstract

This report deals with a 28-year-old male patient, admitted with a type A aortic dissection, potentially related to the use of sildenafil. In the literature, we found only two other potentially sildenafil-related cases of aortic dissections, one type A and one type B. In our patient, a bicuspid aortic valve and an ascending aortic aneurysm were other underlying anomalies that could have led to the aortic dissection.