Sudden cardiac death (SCD) is an important public health problem that accounts for approximately 15% to 20% of global deaths. Our retrospective study aimed to analyze etiological distribution and epidemiological data of 128 cases with SCD as death cause based on autopsies between 2010 and 2019. The mean age of SCD cases was 57.09, with the highest incidence in older than 60 years (43.8%). Male/female ratio was 4.5:1, peaking with 9.2:1 in the 41- to 60-year age group. Deaths occurred mostly at home (41.4%). Coronary atherosclerotic heart disease (CAD) was main SCD cause (65.6%) with cardiac tamponade (10.9%), unexplained SCD (8.6%), and hypertrophic cardiomyopathy (7.8%) after it. A total of 71.2% of CAD cases had coronary artery stenosis of greater than 75% and 92.9% had atherosclerotic degeneration in the left anterior descending artery. Based on the body mass index–based normal heart weights table, 91.7% of CAD cases had cardiomegaly. This study showed CAD, cardiomegaly, and high body mass index concurrence as a very important SCD risk. Because SCD incidence increases in older than 40 years, determining risk groups through regular medical examinations and inspections, older than 30 years would provide implementation of preventive measures. Some cardiac diseases causing sudden death are undetectable despite detailed autopsy and histopathological examinations. Including postmortem cardiogenetic analysis among routine techniques in sudden deaths would lower sudden unexplained death diagnosis rates.
Gelişen tıp teknolojisi, organ nakli ile yaşama ümidi kalmayan insanlara ikinci yaşamı sunarken, beraberinde hukuk ve etik tartışmayı başlatmıştır. Bu çalışmada bir olgu nedeni ile adli olgularda yapılan organ nakillerinde karşılaşılan yasal ve etik sorunları tartışmak amaçlanmıştır. Çalışmamızda beyin ölümü gerçekleşmiş, organ nakli süreci başlatılmış ancak aynı zamanda şüpheli ölüm nedeni ile adli olgu bildirimi yapılan ve Adli makamlarca Anabilim Dalımızdan görüş istenen bir olgu ve süreç ele alınmıştır. Odasında bilinci kapalı olarak bulunan 2,5 yaşındaki kız çocuğunun getirildiği Üniversite Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde sekiz gün süren tüm müdahalelere rağmen beyin ölümü gerçekleşti. Bu sürede ölüm nedeni belirlenemedi ve adli olgu bildirimi yapıldı. Aynı zamanda organ nakli için süreç başlatıldı ve Cumhuriyet Savcılığı haberdar edildi. Adli tıp uzmanları yarar sağlama ilkesiyle adli sorumluluklar arasında karar v e r m e k z o r u n d a b ı r a k ı l d ı l a r. T ı b b i b e l g e l e r i n incelenmesiyle alınacak organların otopside yapılacak incelemeleri olumsuz yönde etkilemeyecekleri görüşüne varıldı ve sonuçta transplantasyon ekibince operasyon gerçekleştirilerek karaciğer ve böbrekler alındı. Muhtemel kalp hastalığı nedeniyle kalp alınmadı. Mevcut durumuyla otopsi işlemi yapılarak gereken örnekler alındı. Ölüm sebebinin belirlenebilmesi için otopsi zorunluluğu, nakil için alınacak organların ölüm sebebini belirlemek için incelenmesi gereği, zaman kısıtlılığı, ailenin rızası, aşılması gereken adli ve tıbbi sorunları oluşturdu. Organ nakli ile ilgili yasal düzenlemeler, ceza hukuku bakımından uygulamanın hukuka uygunluğunu sağlasa ve sorumluluğu kaldırsa da, pratik olarak tıbbın ve teknolojinin sunduğu bu olanak, kanunilik ve üstün yarar ilkeleri arasında sıkışmakta, ilgili tarafları ahlak ve hukuk önünde zor durumda bırakmaktadır.Anahtar kelimeler: Adli tıp, organ transplantasyonu, otopsi. SUMMARYEven if the developments in medical technology provide a second chance to the patients without any hope to live with organ transplantation, it has also resulted with the initiation of endless legal and ethical discussions. In this study, we aimed to discuss the legal and ethical issues rising from the transplantation of the organs collected from the donors whose brain death occured due to a suspicious condition.In this study, we have reviewed a case in which the organ transplantation process has been initiated following brain death occured after a suspicious condition reported as legal case to the Regulatory Authorities and to our department for the request of expert opinion. The current legal regulations, applications and the controversies inbetween were discussed. The brain death of a 2.5 year old female patient who had been found unconscious and transferred to the University
Ö ÖZ ZE ET T AAm ma aç ç: : Türk Ceza Kanunu'nda cinsel istismar/saldırı mağdurlarının ruh sağlığının bozulması halinde cezanın artırılması ön görülmüş, ancak bu kavramın kapsamı ayrıntılı olarak yasada yer almamıştır. Bu çalışma ile ruh sağlığı durum değerlendirmesi için olay sonrası geçen süre ve en uygun muayene zamanı konularındaki tartışmalara yeni bir bakış açısı oluşturmak amaçlanmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : 2011-2012 yıllarında Tıp Fakültesine gönderilen ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararı doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Kanununun 7, 23 ve 31. maddeleri dikkate alınarak oluşturulan bir kurulca ruh sağlıklarının bozulup bozulmadığının belirlenmesi istenen cinsel saldırı olguları tarandı. Ça-lışmada olay tarihinden sonraki ilk bir ayda, 1-6 aylık dönemde ve 6 aydan sonraki dönemlerde yapılan muayenelerde saptanan semptomlar değerlendirildi. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Elli üç olgunun iki ve daha fazla kez muayenesi yapıldı, semptomlar; kaçınma belirtileri, aşırı uyarılmışlık, flash back, anksiyete, depresif belirtiler, uyku bozukluğu, iştah bozukluğu olarak belirlendi. Muayene zamanı, sayısı ve semptomların süreç içinde dağılımı ile bunların sonuca etkisi değerlendirildi. Elli olgunun kadın, 3 olgunun erkek, 21 olgunun (%39,6) 16 yaş altı, 32 olgunun (%60,4) 16 yaş üstü olduğu, değerlendirilen yedi semptomun dağılımının; olay tarihinden sonra 0-1 ay arası yapılan 30 muayenede toplam 89 semptom (ortalama±standart sapma: 2,93±1,9), 1-6 ay arasında yapılan toplam 46 muayenede 125 semptom (ortalama±standart sapma: 2,67±2,3), 6 ay sonrasında yapılan 39 muayenede 122 semptom (ortalama±standart sapma: 3±2,5) olduğu saptandı. Çalışmamızda cinsel saldırı/istismar mağdurlarında ilk bir aylık dönem, 1-6 ay arasındaki dönem ve 6 ay sonrası dönemde saptanan semptomların anlamlı bir değişiklik gös-termediği saptanmıştır. S So on nu uç ç: : Cinsel saldırı/istismar mağdurlarında ilk muayenede ruh sağlığının bozulmasına ilişkin semptomların bulunması durumunda tekrar travmatize edici muayeneler yapılmasına gerek olmayabileceği hususu dikkat çekici olarak değerlendirilmiştir. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Adli tıp; adli psikiyatri; cinsel suçlar A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : The Turkish Penal Code stipulates that the penalty should be increased if the victim of sexual assault/abuse suffers deep emotional trauma; however, the extent of this concept has not been detailed in the Code. This study aims to bring a new perspective to the optimum time for a such psychiatric examination, and the elapsed time after the incident. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : The victims of sexual assault applied to the Medical Faculty between years 2011-2012 for an examination to determine whether they suffered deep emotional traumas or not were analyzed. The symptoms detected in the examinations made in the initial month period, 1-6 months period and over 6 months period were evaluated. R Re es su ul lt ts s: : This study indicates that,...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.