The aim of this study was to determine the prevalence and evaluation of the adjudicated incest cases in the heavy penal court in a province of western Turkey. The court files of 65 incest cases during a 10-year period between 1999 and 2008 were explored. When compared to those who lived in cities, the cases who lived in rural areas, such as villages or towns, had been exposed to penetration more frequently (94.3% and 70.0%, respectively, p<0.01). For the cases where the victim and perpetrator lived in the same house, the accused were generally members of the nuclear family (p<0.001). When compared to those who had not been exposed to penetration, most of those who had been exposed to it were determined to apply later (after 10 days) to judicial institutions (77.8%, p<0.01). The education and awareness of persons, such as teachers and physicians, who may confront incestuous relationships rather frequently are very important in the protection of children and in their adaptation to society.
This study was undertaken to investigate the incidence and characteristics of the foramen thyroideum (FT) in Turkish population. A total of 50 cadaver specimens were dissected which were a randomly selected sample of population from the criminal laboratory of the Republic of Turkey's Ministry of Justice (Istanbul). Larynges were dissected with a surgical SMZ 10 Nikon stereomicroscope. Six of the 50 specimens dissected had distinctly identifiable foramina with neurovascular component. One specimen had bilateral foramina, five specimens had unilateral foramina, and two had it in the left side, three in the right. One specimen had a double foramen in the left side. All of them were male and contained neurovascular components. Our data showed 12% incidence of FT in Turkish population.
AMAÇBu çalışmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim, Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne köpek ve kedi ısırık-ları nedeniyle başvuran kişilerin demografik, tıbbi ve adli değerlendirilmesi amaçlandı. GEREÇ VE YÖNTEMSon beş yıllık dönemde bu hastanede, otomasyon sisteminde yer alan kayıtlar incelenerek ICD-10 kodlarına göre 167 olgu değerlendirmeye alındı. Verilerin değerlendirilmesin-de SPSS 13.0 programı kullanıldı, İstatistikî değerlendir-melerde frekans ve ki-kare analizleri yapıldı. BULGULARHastalardan 116'sı köpek, 46'sı kedi ısırığı nedeniyle hastanemize başvurmuştu. Mağdurların çoğu çocuktu. Isırık-ların %51,9'u üst, %29,1'i alt ekstremitede idi. Köpek ve kedi ısırıkları mevsimsel değişim gösterse de çocukların tatilde olduğu yaz ayları önemli bulundu. Yaralanmalarda en çok hiperemi-sıyrık ve laserasyon tanılanmıştı. Hastanede kalış süresi 1-22 gün arası olup ortalama 7,3±5,8 gün olarak hesaplandı. SONUÇKöpek ve kedi ısırıkları ülkemiz için bilinen olaylardır. Hayvanları ve onların ihtiyaçlarını öğrenmek ve saygı duymak, ailelerin beklenmeyen yaralanmalardan sakınmasının önceliğini oluşturmalıdır. Çocuklara köpeklere saygılı davranmaları, doğrudan göz teması kurmamaları ve hayvanlara sataşmamaları öğretilmelidir.Anahtar Sözcükler: Köpek kedi ısırıkları; toplum sağlığı; yara.
Bulgular:Çalışma süresince Eskişehir'de bulunan 3 Sulh Ceza Mahkemesinde görülen toplam 3762 davadan 161'i (% 4,3) cinsel taciz başlıklı 105. madde ile ilişkili olduğu, tümü kadın olan mağ-durların yaş ortalamalarının 24,4± 8,1 olduğu, olguların % 50,9'unda (n=82) sanığın tanıdık olduğu, sanığı tanıdık olan olgulardan 32'sinde (% 39,0) sanığın mağdurun iş yeri arkadaşı veya patronu, 19'unda (% 23,2) öğ-retmeni veya eğitimcisi olduğu, davaların 124'ünün (% 77) beraat ile sonuçlandığı, 37'sinde (% 23) ise sanığın 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırıldığı belirlenmiştir. Sonuç:Cinsel taciz iddiası ile başvu-ran olgularda mağdurlarının ruhsal değerlendirmesi, gerek suçun ortaya konması, gerekse de mağdurun rehabilitasyonu açısından son derece önemli-dir. Suçluların cezalandırılması için bildirim özendirilmelidir. Bildirim yapılmasını önleyen faktörlerle mücadele edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla yargı sürecinde yaşanan aksaklıkların düzeltilmesi gerekmektedir.
Cattle-caused injuries and deaths are much more than predicted. The aim of this research is to determine the prevalence of cattle-caused fatalities and the factors affecting it in a province of western Turkey. The court files on cattle-caused fatalities during a 15-year period between 1996 and 2010 were explored. The proportion of forensic-qualified deaths from the total of 3753 was 0.9% (35/3753). Most of the cases were between the ages of 18 and 65 (60%). Most deaths occurred in the spring and summer months compared with autumn and winter months (9 and 22 vs. 3 and 1, respectively). The mortality rate was much higher in men compared with women (94.3% and 5.7%, respectively). The majority of deaths were caused by injuries on the chest (71.4%). The reason for most deaths was due to hemopneumothorax and lung injury (71.4%). Predicting the behavior of cattle may not always be possible, as such, it is advisable that one wears protective equipment when dealing with cattle.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.