Küresel dünyada ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hamlelerini gerçekleştirmeleri sürecinde enerji kavramı önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle enerji üretimi alanında yapılacak yatırımların sürdürülebilir enerji politikası geliştirilmesi üzerindeki etki düzeyi, ülkelerin global pozisyonlarını yukarı noktalara taşıyan bir ölçüt olarak dünya genelinde dikkate alınmaktadır. Bu bağlamda, ülkelerin sahip oldukları yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde yararlanacak şekilde yatırımlar yapması, sürdürülebilir enerji politikalarının 4 sac ayağı olan ekonomiklik, kesintisizlik, çevreye duyarlılık ve verimlilik kriterlerinin tamamına etki etmesi açısından bir zorunluluk halini yansıtmaktadır. Bu doğrultuda, literatürde problem yapısının çok kriterli karar verme yöntemlerine uygunluğunu dikkate alan ve farklı yöntemler kullanarak bölgesel ya da ulusal düzeyde gerçekleştirilen birçok çalışma da bulunmaktadır. Ancak bu çalışmada literatürden farklı olarak, potansiyel tüm enerji kaynaklarından Türkiye için muhtemel yatırım yapılabilecek olanlar analitik olarak hesaplanmış, veri temelli ve kapsayıcı kriterler altında değerlendirilmiştir. Problem yapısına uygun olan literatürde kabul görmüş 7 yöntem/yöntem kombinasyonu ile enerji yatırım alternatifleri sıralama problemi literatürde ilk kez bu çalışma ile çözülmüş ve elde edilen sonuçlar Türkiye özelinde, dünya enerji sektörü açısından ve istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme sonuçları göstermiştir ki yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar ve hidroelektrik enerjisi sürdürülebilir enerji politikasına katkı sağlarken diğer yandan fosil kaynaklar içerisinde yer alan doğalgazın, Türkiye açısından uzun yıllar vazgeçilmez bir yatırım kaynağı olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca tüm çözüm yöntemlerinden elde edilen sonuçların istatistiksel olarak değerlendirilmesi ile de yüksek ilişkili korelasyona sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Bu durum sürdürülebilirlik açısından anlamlı kriterlerin bir araya getirildiğini de doğrular niteliktedir. Gerçek hayatla tutarlı ve istatistiksel olarak anlamlı sonuçların elde edildiği bu çalışmanın, sürekli değişen koşullara cevap verebilecek sürdürülebilir enerji politikalarının üretilmesine olanak sağlaması beklenmektedir.