Hexachlorobenzene exposure and the proportion of male births in Turkey 1935–1990

Jarrell, John; Göçmen, A; Akyol, Didem; Brant, Rollin

doi:10.1016/s0890-6238(01)00196-4

Cited by 42 publications

(19 citation statements)

References 29 publications

Supporting

Mentioning

Contrasting

Unclassified

Order By: Relevance

“…Our results on specific phenotypes on variation by infant sex are confirmed by some studies [Samanek, 1994;Correa et al, 2007], but differ from others [Ferencz et al, 1997;Lary and Paulozzi, 2001]. Differences in prevalence rates by maternal age and infant sex might represent differences of in utero survival of male and female fetuses, or they might be indicative of toxic and endocrine environmental exposures that can accumulate with advanced maternal age and can affect infant sex ratios [Jarrell et al, 2002;Karmaus et al, 2002;Weisskopf et al, 2003]. …”

Section: Discussionsupporting

confidence: 84%

Maternal age and prevalence of isolated congenital heart defects in an urban area of the United States

Miller

Riehle‐Colarusso

Siffel

et al. 2011

American J of Med Genetics Pt A

105

View full text Add to dashboard Cite

Although maternal age has been associated with a number of birth defects in several reports, the literature on the association of maternal age with isolated congenital heart defect (CHD) phenotypes has been limited. We evaluated CHD prevalence based on a cohort of 5,289 infants and fetuses with isolated CHDs born during the period 1968-2005 and ascertained by the Metropolitan Atlanta Congenital Defects Program (MACDP) among residents of five central counties in Atlanta. For our denominator, we obtained information on births to residents of the same counties from vital records (n = 1,301,143). We calculated prevalence ratios for 23 CHD phenotypes by several maternal age categories, using the group 25-29 years of age as a reference group. We used Poisson regression models to estimate adjusted prevalence ratios (aPRs) and 95% confidence intervals (CIs), controlling for maternal race, infant sex, and birth cohort. A maternal age of 35 years or older was associated with an increased prevalence for several CHD phenotypes: laterality defects (aPR = 2.06; CI 1.22-3.48), all conotruncal defects (aPR = 1.30; CI 1.03-1.65), and specifically for dextro-transposition of the great arteries (aPR = 1.65; CI 1.10-2.48), coarctation of the aorta (aPR = 1.54; CI 1.10-2.16), ventricular septal defects (aPR = 1.20; CI 1.06-1.36), and atrial septal defects (aPR = 1.36; CI 1.05-1.77). Our findings suggest that the birth prevalence of specific isolated CHDs varies with maternal age. Further studies are warranted to corroborate these observations, taking into account potential confounding by known modifiable risk factors.

show abstract

Section: Discussionsupporting

confidence: 84%

Maternal age and prevalence of isolated congenital heart defects in an urban area of the United States

Miller

Riehle‐Colarusso

Siffel

et al. 2011

American J of Med Genetics Pt A

105

View full text Add to dashboard Cite

show abstract

“…In humans, serum HCB levels from women exposed during the accident in Turkey correlated with spontaneous abortion (Jarrell et al 1998), and the proportion of male births was reduced in the group of women that had HCB-induced porphyria (Jarrell et al 2002). In monkeys, HCB decreased estrogen levels (Foster et al 1995), and in Wistar rats, HCB exposure reduced serum levels of estrogen and decreased levels of uterine estrogen receptors (Alvarez et al 2000).…”

Section: Estrogen/androgen Metabolismmentioning

confidence: 99%

Toxicogenomics of Subchronic Hexachlorobenzene Exposure in Brown Norway Rats

Ezendam¹,

Staedtler²,

Pennings³

et al. 2004

Environ. Health Perspect.

View full text Add to dashboard Cite

) for performing the radioimmunoassay to determine antiacetylcholine receptor antibodies, and we thank B. Baumann (RIVM, Bilthoven, the Netherlands) for measuring the dioxin-like contamination of HCB.The authors declare they have no competing financial interests.Received 13 Hexachlorobenzene (HCB) is a persistent environmental pollutant with toxic effects in man and rat. Reported adverse effects are hepatic porphyria, neurotoxicity, and adverse effects on the reproductive and immune system. To obtain more insight into HCB-induced mechanisms of toxicity, we studied gene expression levels using DNA microarrays. For 4 weeks, Brown Norway rats were fed a diet supplemented with 0, 150, or 450 mg HCB/kg. Spleen, mesenteric lymph nodes (MLN), thymus, blood, liver, and kidney were collected and analyzed using the Affymetrix rat RGU-34A GeneChip microarray. Most significant (p < 0.001) changes, compared to the control group, occurred in spleen, followed by liver, kidney, blood, and MLN, but only a few genes were affected in thymus. This was to be expected, as the thymus is not a target organ of HCB. Transcriptome profiles confirmed known effects of HCB such as stimulatory effects on the immune system and induction of enzymes involved in drug metabolism, porphyria, and the reproductive system. In line with previous histopathological findings were increased transcript levels of markers for granulocytes and macrophages. New findings include the upregulation of genes encoding proinflammatory cytokines, antioxidants, acute phase proteins, mast cell markers, complements, chemokines, and cell adhesion molecules. Generally, gene expression data provide evidence that HCB induces a systemic inflammatory response, accompanied by oxidative stress and an acute phase response. In conclusion, this study confirms previously observed (immuno)toxicological effects of HCB but also reveals several new and mechanistically relevant gene products. Thus, transcriptome profiles can be used as markers for several of the processes that occur after HCB exposure.

show abstract

“…Pestisid üreticilerinin, dioksinin yüksek seviyelerine maruziyeti daha fazla kız doğumu ile ilişkili olarak değerlendirilmiştir (18). Hegzaklorobenzen kimyasalına maruziyetin cinsiyet oranını etkileyip etkilemediğinin incelendiği bir çalışmada, Türkiye'de güneydoğu bölgesinde 1950'lerde oluşan maruziyet incelenmiş ve etkilenmiş kadınların çocuklarının cinsiyet oranında önceki dönemlere göre anlamlı bir farklılık saptanmadığı bildirilmiştir (7).…”

Section: Cinsiyet Oranını Etkilediği Düşünülen Faktörlerunclassified

“…Ayrıca, evlenilen ya da ilişkiye girilen mevsim (yaz aylarında doğan çocuklar daha fazla oranda erkeklerdir), anne ve babanın yaşı (yaşlı babaların daha fazla oranda kız çocuğa, yaşlı annelerin de daha fazla oranda erkek çocuğa sahip olma şans-ları vardır), doğum sayısı (artan doğum sayısı ile erkeklerin oranının azalması), annenin sigara alışkanlığı, ebeveynlerin meslekleri (örneğin dalgıçlar, savaş pilotları ve anestezistlerin çoğunlukla kız çocukları olmaktadır), ebeveynlerin psikolojik durumu, sosyal ve psikolojik faktör (örneğin, yüksek paternal ve/veya maternal mevki daha fazla erkek çocukla ilişkilidir), genetik, kısa gebelik aralığı, sosyoekonomik düzey, koitus sıklığı, kısa foliküler faz, doğal seleksiyon gibi değişik faktörlere bağlı olarak insan popülasyon-larında cinsiyet oranının etkilendiği düşünülmektedir. Bu değişkenlerin hemen hemen hiçbiri kanıtlanmış değildir, yine de demografik araştırmalardan ziyade tıbbi araştır-malarda siklus içinde döllenme zamanı, koitus zamanında parental hastalık varlığı, fertilite veya diğer durumlar için ebeveynlerin hormonal tedavi alması, konsepsiyon zamanı hormonlardaki değişiklikler, semen kalitesi değişiklikleri ve yanlışlıkla ebeveynlerin 2,3,7,8-tetraklorodibenzo-p-dioksin (TCDD) veya dioksin, hegzaklorobenzen gibi kimyasal ajanlara veya radyasyona maruz kalması gibi cinsiyet oranı-nı değiştirebilecek faktörler araştırılmaktadır (1,(3)(4)(5)(6)(7).…”

unclassified

Toplumlarda cinsiyet oranı ve etkilendiği düşünülen faktörler Sex ratio and effected factors in society

Oya;OCAKTAN¹

2005

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası

View full text Add to dashboard Cite

Amaç: Yaşanılan ortamda sahip olunan geleneklere ya da beklentilere dayalı belli bir cinsiyete yönelik tercihlerin Türkiye'de olduğu gibi hemen her ülkede yaşanan bir durum olup olmadığının ortaya konması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Toplumlarda cinsiyet oranının zaman içinde değiştiğini ortaya koyan pek çok çalışma incelenerek gözden geçirilmiştir. Bulgular: Cinsiyet oranında değişime yol açan faktörlerin tanımlanmasındaki sıkıntı geçmişte olduğu gibi günümüzde de halen yaşanmaktadır. Deprem, yangın, savaş gibi ciddi toplumsal olaylar, aile bireylerinin ciddi hastalığı ya da ölümü gibi ciddi yaşam olaylarının yanı sıra, genetik, evlenme dönemi, evlilik-doğum intervali, ebeveynlerin meslekleri ve yaşları, önceki çocukların cinsiyeti vb. pek çok faktörün bu konuda belirleyici olduğu düşünülmektedir. Sonuç: Bu çalışmada, sözü geçen faktörlerin incelendiği çeşitli çalışmaların sonuçları ve farklı ül-kelerde gözlendiği bildirilen cinsiyet oranı değişim durumları ele alınmıştır.Anahtar sözcükler: cinsiyet oranı, cinsiyet tercihi Aim: It is aimed that whether the preference about gender is a valid situation in Turkey depended on a traditionally or expectations are experienced by other countries. Materials and methods: Many studies shown that there are some changes in the different population's sex ratio and they were examinated and reviewed. Results: The factors associated sex ratio are not explained in the past and now. Many factors are commonly considered about association with sex ratio, as serious population events like earthquakes, smogs, wars, serious life events like illness or death of family members, genetic, seasonality of marriage, interval of marriage-delivery, maternal and paternal occupations and ages, sex of previous child in family etc. Conclusion: In this study, results of some studies which examinated these factors and reports of changes on sex ratios in different countries are considered.Key words: sex ratio, preference of gender İ nsan doğası gereği üremenin sürekli bir şekilde yaşandığı dünyada, bireysel düzeyde sahip olunacak çocuğun cinsiyetinin ne olacağı, toplumsal düzeyde de toplumun cinsiyet oranının ne olduğu her zaman farklı nedenlerle farklı disiplinlerin çalışma konusu olmuştur.Yaşanılan ortamda sahip olunan geleneklere ya da beklentilere bağlı olarak belli bir cinsiyete yönelik tercihler Türkiye'de olduğu gibi hemen her ülkede yaşanan bir durumdur. Çiftler genellikle erkek olmak üzere bir cinsiyette çocuk sahibi olabilmek için duydukları veya başkalarının etkili olduğunu söylediği yöntemleri denemekte ve sonuçta istemedikleri sayıda çocuk sahibi olmaktadırlar (1).Cinsiyet oranı (=sex ratio) genellikle canlı doğumlarda erkek cinsiyetin kız cinsiyete oranı olarak ele alınmaktadır. Bu alanda yapılan bazı çalışmalarda; cinsiyet oranlarının canlı doğan tüm erkek cinsiyet sayılarının tüm canlı doğum sayısına oranı veya her 100 kadına karşılık erkek sayısı ya da her kız sayısına karşılık erkek sayısı ×100 biçiminde de ele alınmakta, ancak bu tür farklı kullanımlar olduğunda da bu farklı for...

show abstract

Hexachlorobenzene exposure and the proportion of male births in Turkey 1935–1990

Cited by 42 publications

References 29 publications

Maternal age and prevalence of isolated congenital heart defects in an urban area of the United States

Maternal age and prevalence of isolated congenital heart defects in an urban area of the United States

Toxicogenomics of Subchronic Hexachlorobenzene Exposure in Brown Norway Rats

Toplumlarda cinsiyet oranı ve etkilendiği düşünülen faktörler Sex ratio and effected factors in society

Contact Info

Product

Resources

About