Anah tarKe li me lerServikal kanser, HPV, servikal sitoloji, servikal biyopsi Öz Amaç: Bu çalışmada, polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemi ve doku immünhistokimyasal yöntemi ile çalışılan insan (human) papilloma virüsü (HPV) tipleri ile sitoloji ve biyopsi sonuçları arasındaki ilişkiyi tanımlamak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: 2010-2014 tarihleri arasında hastaneye gelen 100 olgu ile çalışma yapılmıştır. PZR ile Lineer Array HPV genotiplendirme testi, doku biyopsisinin ışık mikroskopu ile değerlendirmesinin yanı sıra immünohistokimyasal yöntemle HPV tespiti ve konvansiyonel smear preparatlarının Bethesda'ya göre değerlendirmesi yapılarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Bulgular: Olguların 61 tanesinde yüksek riskli HPV (%61), 39 tanesinde düşük riskli HPV (%39) tespit edilmiştir. Yüksek riskli HPV tiplerinden HPV16; 24 olguda, HPV6; 19 olguda, HPV11; 9 olguda, HPV18; 7 olguda, HPV31; 2 olguda tespit edilmiştir. Düşük riskli HPV tiplerinden HPV66 (7 olgu) en sık izlenen tipti. Yirmi dört tane HPV16'lı olgunun 14'ünde epitelyal hücre anomalisi görülmüştür (%58) (9 ASCUS, 3 LSIL, 1 ASC-H, 1 AGUS), 10'u İLMAN'dı (%42). Sitolojik tanı sonuçları ile HPV tipleri arasında ki-kare testine göre anlamlı bir ilişki vardır (p=0,001). Biyopsi doku sonuçlarına bakıldığında ise 38 olguda intraepitelyal neoplazi ve malign tanısı konulurken, 62 olguda enflamasyon ve diğer benign özellikli tanılar konulmuştur. Doku tanısı ile HPV tipleri arasındaki ilişki ki-kare testine göre anlamlıdır (p<0,001). Dokuda HPV, 44 olguda pozitifti. HPV tipleri ile doku HPV sonuçları arasındaki ilişki anlamlıdır (p<0,001). Sitoljik tanısı ASCUS olan 19 olgunun doku tanıları; 10 tanesinde CIN1, 3 tanesinde CIN2, 2 tanesinde CIN3, 4 tanesi de enflamasyon olarak raporlanmıştır. Dokuda çalışılan negatif ve pozitif HPV sonuçları, sitolojik tanı ile (p=0,02) ve doku tanı sonuçları ile (p=0,02) ilişkili bulunamamıştır. Sonuç: HPV saptanmasının önemi açıktır. Ancak HPV tiplemesinin yanı sıra doku değişiklikleri de önemlidir, bu nedenle testlerin kombine kullanılmasının hatta biyopsi sonuçları ile birlikte değerlendirilmesinin tüm dünyada yaygın olarak görülen bu kanser için daha gerçekçi sonuçlar verebileceği görüşündeyiz.