Long-Term Efficacy and Side Effects of Tap Water Iontophoresis of Palmoplantar Hyperhidrosis – the Usefulness of Home Therapy

Abstract

Treatment of palmoplantar hyperhidrosis was carried out with a conventional galvanic generator in 40 patients and with a newly developed iontophoresis apparatus, which is suited for home treatment, in 31 patients. The new apparatus is operated by a rechargeable energy source or by batteries and is disconnected from the electrical net during treatment. It conforms to most recent safety regulations as approved by Underwriter’s Laboratory. Hyperhidrosis was completely controlled after 10–12 treatments as revealed by quantitative gravimetric measurements of sweat rates and semiquantitative estimation of starch iodine paper imprints. There was no apparent difference in efficacy between the two apparatuses. Not only hyperhidrosis was abolished, but associated symptoms, such as lividity of palms or soles, acral hypothermia and edema of fingers or toes, also subsided. Skin temperature on palms rose from 29.7 ± 1.8 °C before treatment to 32.2 ± 1.4 °C thereafter. Maintenance treatment was continued on an average for 14 months, in 4 patients for more than 3 years. No loss of efficacy was found during that period. Side effects were minimal and depended upon amperage used. Only slight discomfort during treatment and mild short-lasted skin irritation were observed. Long-term side effects did not occur.

Hyperhidrosis and Its Treatment: A Safe and Effective Alternative in the Treatment of Palmoplantar Hyperhidrosis, Iontophoresis

“…Yapılan çalışmalarda iyontoforezin palmar ve/veya plantar hiperhidrozda %80-100 etkili olduğu gösterilmiştir (34,36,37). Bir çalışmada hastaların bir eline musluk suyu iyontoforezi, diğerine plasebo uygulanmış ve etkileri karşılaştırılmıştır.…”

“…Hiperhidroz, İyontoforez değişik görüşler ileri sürülmektedir (36,37,41). İlk olarak, deriye iyonik akım uygulanmasının ekrin ter bezleri kanallarının distalinde keratinöz tıkaç oluşumu ve obstrüksiyona yol açtığı öne sürülmüştür (41).…”

“…İlk olarak, deriye iyonik akım uygulanmasının ekrin ter bezleri kanallarının distalinde keratinöz tıkaç oluşumu ve obstrüksiyona yol açtığı öne sürülmüştür (41). Ancak, tedavi sonrasında ışık ve elektron mikroskopisi ile yapılan çalışmalarda, bu kanallarda yapısal bir değişiklik olmadığı ve uygulanan akım şiddetinin akrosiringiyumun hasara uğraması için gerekli eşik değerden düşük olduğu gösterilmiştir (36,37,42). Diğer bir görüş ise, iyontoforezin sekretuvar mekanizmada fonksiyonel bir bozukluğa neden olduğu yönündedir (43).…”

“…Böylece, bu yapıların destrüksiyona uğradığını ve kronik duktal obstrüksiyon oluştuğunu belirtmişlerdir. Bu bulgular, anodal akımın katodal akıma, musluk suyunun ise tuzlu suya göre daha çok inhibitör etkiye sahip olmasını da desteklemiştir (37). Başka bir çalışmada ise oluşan H + iyonları-nın, salgılanan terin deri yüzeyine ulaşması için gerekli olan elektrokimyasal farkı bozarak terlemede azalmaya yol açtığı gösterilmiştir (46).…”

“…Tedavinin etkinliğini değerlendirmek için iyontoforez öncesinde ve sonrasında terleme miktarının ölçülmesi gerekir (6,36,37). Bu amaçla "gravimetrik ölçüm" ve "nişasta-iyot testi" ile "kinirazin-toz testi" gibi kalorimetrik ölçümler kullanılır (6,8,36,37).…”