4+4+4’ten Geriye Kalanlar: Türk Öğrencilerin Başarılarındaki Göreli Yaş Etkisi

Abstract

It has been put forward by many empirical studies that the month of a student's birth is crucial in relation to their school achievement. Within this context, this study aimed to investigate whether there was a relative age effect on the mathematics and science achievement of fourthgrade Turkish students and how the relative age effect changed after the implementation of the 4+4+4 system. In addition, the impact of the interaction of the students' ages with other factors of gender, home resources, and the number of books owned on student achievement was analyzed. The participants of the study comprised 10297 students, who were in the age range determined within the context of some criterion among Turkish students who participated in Trends in International Mathematics and Science Study (TIMSS) 2011 and TIMSS 2015. Multivariate multilevel modeling was utilized in the data analysis. At the student level, the interaction of the age variable with gender, the home resources, and the number of books owned was analyzed. The region variable was included in the model at the school level. In this context, it is determined that the relative age effect was observed in student achievement before and after the 4+4+4, but this effect was found to be higher in 2015. In other words, it can be expressed that the students' ages placed them at a disadvantage in 2015. Moreover, the interaction between age and home resources was determined to have a negative effect while the interaction between age and number of books owned had a positive effect on student achievement.

4+4+4 Düzenlemesiyle Okula Erken Yaşta Başlayan Çocuklar: “Bir Yaş Daha Büyük Olsaydım Çok Daha İyi Olurdu!”

“…Çocuklar aynı zamanda, yaşları ilerledikçe derslerde daha başarılı hale geldiklerini, ödev yapmayı ve okulu sevdiklerini belirtmiştir. Bilişsel gelişimin ilerleyen aşamalarına geçen çocuklar, dersleri daha iyi anladıklarını belirtseler de, okula başlama yaşının akademik açıdan olumsuz etkilerinin devam ettiğini, göreceli yaş farkı etkilerinin ilkokul ve ortaokulun sonunda dahi telafi edilemediğini gösteren çalışmalar mevcuttur (Şahin ve diğerleri, 2022;Yavuz, 2019). Sakic ve diğerlerinin (2013) çalışmasında ise ilkokul sürecinde görülen başarı farkı, ortaokulun sonunda kapanmaktadır.…”

“…Göreceli yaş (relative age) olarak adlandırılan bu durum, takvim yılı veya kesme tarihi temelinde ilkokula kayıt yapıldığında bir sınıf içerisinde neredeyse bir yaşa yakın yaş farkı oluşmasına işaret etmektedir. Göreceli yaş farkının aynı sınıf düzeyinde olan öğrencilerin akademik başarılarına anlamlı etkisi olduğunu gösteren birçok çalışma mevcuttur (Bedard ve Dhuey, 2006;Dhuey ve diğerleri, 2019;Ekiz ve Bakkaloğlu, 2021;Hanly ve diğerleri, 2019;Lawlor ve diğerleri, 2006;Şahin ve diğerleri, 2022;Yavuz, 2019). Kapçı ve diğerleri (2013), ilkokul birinci sınıfta olan beş yaşındaki çocukların altı yaşındaki çocuklara göre akademik algılarının daha geride olduğunu, okula uyum sürecinde sorun yaşadıklarını ve davranışsal sorunlarla daha fazla karşılaştıklarını saptamışlardır.…”

Bir Sınıf Öğretmeninin Farklılaştırılmış Öğretim Yaklaşımıyla İlişkilendirilebilir Uygulamaları

“…Goodlad and Anderson (1987) state that there may be a four year difference in the intelligence age of six-year-old children. Similarly even if the children enrolled in primary school according to the school starting age are counted at the same age, it has been determined by many studies that there is a difference between their academic achievement due to the relative age effect (Bedard & Dhuey, 2006;Dhuey et al, 2019;Lawlor et al, 2006;Şahin et al, 2022;Şahin & İş-Güzel, 2018;Yavuz, 2019). In addition to these advantages or disadvantages, which are inherent and cannot be changed in any way, there are important features that the living environment provides to individuals (Grigorenko et al, 2004;Sternberg et al, 2001).…”

“…Örneğin Türkiye'de sınıflardaki heterojenlik yalnızca göreceli yaşın doğal bir sonucu olmanın ötesinde, okula başlama yaşını 72 aydan 60 aya kadar düşüren 6287 Sayılı Kanun ile daha da artmıştır (MEB, 2012). Okula başlama yaşının değişmesiyle birlikte aynı sınıf düzeyindeki farklı yaşlardaki öğrencilerin akademik başarısı incelenmiş ve küçük yaş grubundaki öğrencilerin dezavantajlı olduğu ortaya konmuştur (Şahin ve diğerleri, 2022;Şahin ve İş-Güzel, 2018;Yavuz, 2019). Doğuştan gelen ve kişilerin herhangi bir şekilde değiştiremediği bu avantaj veya dezavantajlı durumların yanında, yaşanılan çevrenin de bireylere sağladığı benzer etkiler söz konusudur.…”