Kamunun malları, kamunun özel malları ve kamu malları olarak ikiye ayrılmaktadır. Kamunun özel malları özel hukuk kişilerinin malları ile aynı hukuki rejime tabidir. Ancak kamu malları, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kullanılmak üzere kamu yararı amacına tahsis edilirler. Söz konusu tahsisin gerçekleştirilmesi ile kamu malı niteliğine sahip olan bu mallar, ulusal mevzuatımız uyarınca birtakım özel korumalardan da yararlanır. Bu özel korumalardan biri de kamu mallarının haczedilememesi özelliğidir. Bu özel korumanın amacı ise kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi ve böylece kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesinin sağlanmasıdır. Ancak bu korumanın bir sonucu olarak idarelerden alacağı bulunan özel kişiler ulusal mevzuatımızda bulunan hükümler nedeniyle bu alacaklarını tahsil edememektedir. Böylece kişiler Anayasa'nın 35. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Ek 1 Numaralı Protokolünün 1. Maddesi ile korunan mülkiyet haklarından yoksun kalmaktadır. Alacak haklarını elde edemeyen kişiler öncelikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, 2012 yılından beri ise Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru kapsamında başvuruda bulunmaktadır. Her iki mahkemenin de yerleşik içtihadı uyarınca kamu mallarının haczedilmezliği özelliği gerekçe gösterilerek kişilerin alacak haklarından mahrum bırakılmalarının mülkiyet hakkı ihlali niteliğinde olduğu kabul edilmektedir.