Bu çalışmanın amacı tüm inmelerin yaklaşık beşte birini oluşturan ve yüksek mortalite ve morbidite oranlarına sahip intraserebral hematomların (İSH) klinik-radyolojik özellikleri, cerrahi tedavi endikasyonları ve sonuçlarını geniş bir klinik seriden elde edilen tecrübeler ışığında analiz etmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2006 -Aralık 2017 tarihleri arasında, spontan İSH nedeniyle kliniğimizde ameliyat edilen 18 yaş üstü tüm hastalar dahil edildi. Hastaların epikriz kayıtları, radyolojik görüntüleri, ameliyat notları ve takip sonuçları retrospektif olarak incelendi. Yaş, cinsiyet, risk faktörü varlığı, başvuru anındaki nörolojik durum, hematomun lokalizasyonu ve hacmi, radyolojik özellikler, cerrahi teknik, postoperatif nörolojik sonuçlar, re-operasyon ve takip sonuçlarını içeren veriler toplandı. Bulgular: Spontan İSH nedeniyle toplam 88 hasta (30 kadın (%34,1), 58 erkek (%65,9)) opere edildi. Tanı anındaki yaş ortalaması 59,3±20,1 yıl (aralık: 18-97, ortanca: 62) olarak hesaplandı. Başlıca başvuru semptom ve bulguları bilinç kaybı, bulantı-kusma, şiddetli baş ağrısı, ajitasyon, nöbet ve kuvvet kaybı (hemipleji) idi. Hastalar semptomların ortaya çıkışını takiben 20 dakika ile 5 saat arasında değişen sürelerde acile başvurdu. 74 hastaya (%84,1) dekompresif hemikraniyektomi + hematom aspirasyonu, 14 hastaya (%15,9) kraniyotomi + hematom aspirasyonu uygulandı. Ventriküle açılmış kanaması olan 58 hastanın (%65,9) 22'sinde (%25) izlemde gelişen hidrosefali nedeniyle eksternal ventriküler drenaj (EVD) ihtiyacı oldu. Antiagregan/antikoagülan kullanımı olan 37 (%42) hastanı 5'inde (%5,7) tekrarlayan kanama veya hematom boyutunda artış gözlendi. Hastaların 47'si (%53,4) kanamadan sonraki ilk 30 gün içinde hayatını kaybetti. GKS'si 8 ve daha düşük, kan hacmi ise 70 cm3'ün üzerinde olan hastalarda ise bu dönemde ölüm oranı %88 olarak bulundu. Sonuç: Antiagregan/antikoagülan kullanım öyküsü bulunan, yaşlı, hipertansif hastalarda daha yaygın görülen İSH mortalite ve morbiditesi oldukça yüksek bir hastalıktır. İleri yaş, çoklu yandaş hastalık varlığı, büyük hematom hacmi, başvuru anındaki düşük Glasgow koma skalası kötü prognoz ile ilişkilidir. Erken ve etkili cerrahi tedavi özellikle genç, yandaş hastalığı olmayan, nörolojik durumu nisbeten iyi veya ani kötüleşen hastalarda hayat kurtarıcı olabilmektedir.