Ağrı sağlık durumunu direk etkileyen
kontrol edilmediğinde hayatın bütün alanlarında olumsuz sonuçlar doğuran bir
sorundur. Tüm çocuklara doğumdan itibaren bir dizi girişimsel ağrılı işlem
uygulanmaktadır. Kan alma, enjeksiyon, aşı gibi girişimsel işlemler çocukların
en büyük ağrı kaynaklarındandır. Ağrının yarattığı travma çocuklarda başta iğne
fobisi olmak üzere, aşı uygulamalarında aksaklık, tedaviye uyumda yetersizlik
sebebi olabilir ve bu durumlar önlenebilir birçok hastalıkta salgınlara neden
olarak çocukları savunmasız bırakabilir. Özellikle beyin gelişimin hızlı olduğu
süt çocukluğu döneminde ağrının gelişimsel ve emosyonel etkilerini gidermek
için girişimsel işlem ağrıları iyi yönetilmelidir. Ağrı yönetiminde farmakolojik
ve non-farmakolojik pek çok yaklaşım vardır. Farmakolojik yöntemlerin deneyimli
personel tarafından uygulanma zorunluluğu, komplikasyon riski ve maliyeti
nedeniyle kullanımını nerdeyse imkansızdır. Sükroz, kıvırarak tutmak, anne kucağı, kanguru
bakımı, emzik vermek, taktil uyarı, emzirme, kundaklama kullanılan yenidoğan ve
süt çocukları için kullanılan non-farmakolojik yöntemlerdendir. Bu makale
yenidoğan ve süt çocuğunda girişimsel işlem ağrıları ve bunun non-farmakolojik yönetiminin
önemini vurgulamak için yazılmıştır.