ABS TRACT Objective: Threatened abortion (TA) is a fairly common complication in early pregnancy and is a leading cause of maternal hospitalisation during pregnancy. Understanding the emotional impact, psychological aspects and psychiatric consequences of this fairly common complication of early pregnancy is therefore an important contribution to obstetric care and public health. Hovewer, prospective case-controlled studies specific to anxiety and depression disorders in patients with TA are very limited. The aim of this prospective case-control study was to investigate the possible relationship between anxiety, depression and TA and compare the prevalence of anxiety and depression levels in pregnant women complicated with and without TA. Material and Methods: A prospective study was conducted between September 2013 and August 2014. A total of 94 consecutive women with TA who were hospitalized and 120 healthy pregnant women without any signs and symptoms of miscarriage, were included in the study. Beck Anxiety Inventory (BAI) and Beck Depression Inventory (BDI) were administered to patients during the psychiatric interview. Results: The mean BAI scores in TA study and healthy control groups were 18.90±10.52 and 8.24±5.24, respectively (p<0.001). The mean BDI scores in TA study and healthy control groups were 18.07±8.49 and 7.47±6.22, respectively (p<0.001). Conclusion: The findings of this study indicated a potential link between TA and anxiety and depression disorders. Therefore, patients with TA during pregnancy should be evaluated in terms of anxiety and depression disorders as much as their medical conditions. Medical professionals should be sensitive to psychological consequences of TA.Key Words: Abortion, threatened; anxiety; depression; pregnancy ÖZET Amaç: Düşük tehdidi (TA) erken gebeliğin oldukça sık bir komplikasyonudur ve gebelik sırasındaki hastaneye yatışların önde gelen bir sebebidir. Erken gebelikteki bu oldukça yaygın komplikasyonun duygusal etkisini, psikolojik yönlerini ve psikiyatrik sonuçlarını anlamak bu nedenle obstetrik bakım ve halk sağlığı için önemli bir katkıdır. Bununla birlikte, TA hastalarında anksiyete ve depresyon bozukluklarına özgü prospektif vaka-kontrollü çalışmalar oldukça sınırlıdır. Bu prospektif vaka-kontrollü çalışmanın amacı düşük tehdidi ile olası anksiyete ve depresyon iliş-kisini araştırmak ve anksiyete ve depresyon seviyelerini TA ile komplike olan ve olmayan gebe kadınlarda karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Eylül 2013 ile ağustos 2014 tarihleri arsında prospektif bir çalışma gerçekleştirildi. Toplam 94 TA'lı hastaneye yatırılan kadın ve düşük semptom ve bulgusu olmayan 120 sağlıklı gebe çalışmaya dahil edildi. Psikiyatrik görüşme sırasında katılımc-ılara Beck anksiyete ölçeği (BAI) ve Beck depresyon ölçeği (BDI) uygulandı. Bulgular: Ortalama BAI skoru TA ve sağlıklı kontrol grubunda sırasıyla 18,90±10,52 ve 8,24±5,24 idi, (p<0,001). Ortalama BDI skoru TA ve sağlıklı kontrol grubunda sırasıyla 18,07±8,49 ve 7,47±6,22 idi, (p<0,001). Sonuç: Bu çalışmanın bulgula...