Helicobacter pylori kronik gastrit, dispepsi, peptik ülser, gastrik kanser, mukoza ile ilişkili lenfoid doku kökenli lenfomayla olan ilişkisi ortaya konmuş bir enfeksiyon etkenidir. Non-invaziv bir yöntem olan dışkıda antijen testi rutin laboratuvar tanısında en sık kullanılan yöntemdir. Bu çalışmada 5 yıllık süre boyunca dışkıda H. pylori antijen testi sonuçlarının değerlendirilmesi ve ülkemizde yapılan prevalans çalışmalarına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmamızda 2014-2018 yılları arasında dışkıda H. pylori antijen testi sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. H. pylori antijen testi için immunokromatografik yöntemle çalışan kit kullanılmıştır. Bulgular: Laboratuvarımıza dışkıda H. pylori antijen testi isteğiyle gönderilen toplam örnek sayısı tekrarlayan testler hariç 9766'dır. Pozitif sonucu olup tekrarlayan testlerde sonucu değişen hastalara ait veriler ayrıca değerlendirilmiştir. Toplam pozitiflik oranı %31.1 olup 2014-18 arası yıllara göre pozitiflik oranları sırasıyla %14.9, %37.2, %35.9, %29.6, %34.9'dur. Toplam pozitiflik oranı sırasıyla kadın ve erkeklerde %31.9 ve %29.9, çocuk ve erişkinlerde ise sırasıyla %27.1 ve %33.5'tir. Pozitif sonucu olan hastalara ait tekrarlayan testlerde sonuçların değişimi incelendiğinde eradikasyon oranı %14.4, rekürrens oranı %2.2 olarak hesaplanmıştır. Sonuç: H. pylori pozitifliği dünya geneline benzer şekilde ülkemizde de yüksektir. Dışkıda antijen tespiti yöntemi tedavi sonrası eradikasyon ve rekürrensi göstermek için de kullanılabilir. H. pylori pozitifliğinin yıllar içindeki değişimini anlayabilmek için daha uzun süreli ve devam çalışmalarına ihtiyaç vardır. Ülkemizde bu kapsamda yürütülecek çalışmalar toplumda H. pylori prevalansının belirlenmesi ve izlemi açısından önem taşımaktadır.