İnsanların iletişim kurma araçlarının doğası, toplumları her zaman iletişim içeriğinden daha fazla şekillendirmiştir. Teknolojik cihazlar insanları otomatik olarak belirli şekillerde düşünmeye ve hareket etmeye şartlandırmaktadır. Dijital teknoloji, ironik bir tersine dönüş sağlayarak görüntülerin daha canlı, daha güzel ve gerçekliğin kendisinden daha iyi görünmesini sağlamaktadır. Toplumun tüketim kültürüne geçişi ile birlikte, serbest piyasa ekonomisi ile medya ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin birleşiminin bu gelişmeyi etkilediği açıktır. Yeni medya teknolojilerinin ortaya çıkması ve modern günlerde medyanın sürekli büyüyen rolü sayesinde, hiper gerçekliğin dahil edilmesi ve etkileri arasında büyüyen bir bağlantı ortaya çıkmaktadır. Medya ile hiper gerçekliğin varlığının kullanıcılar üzerindeki etkisi arasında güçlü bir bağlantı vardır, bu durum yapay gerçeklikler ve gerçeklik arasındaki çizgileri bulanıklaştırarak, ona maruz kalanların günlük deneyimlerini etkilemektedir. Hiper gerçeklik, gerçeği gerçekliğin simülasyonundan ayırt etme yetersizliğini yakaladığından, Metaverse evreninin sağladığı sanal dünya sayesinde gerçekliğin yanlış anlaşılmasına neden olabilmektedir. Spesifik olarak Metaverse, dijital yaşamlarımızın çevrimiçi kimliklerimizin, deneyimlerimizin, ilişkilerimizin ve varlıklarımızın fiziksel yaşamlarımızdan daha anlamlı hale gelmesidir. Metaverse oyun, zevk ve kişiselleştirilmiş bilgi eğilimi ile eleştiri ve endişelere sebebiyet vermektedir. Metaverse'in mevcut internet teknolojilerine benzer şekilde gerçeklikten bir kaçış olarak kullanılabileceği de endişe uyandırmaktadır.
Metaverse, Sanal Dünya, Hiper gerçeklik