Asteraceae familyası 485’i endemik olmak üzere içerdiği 1311 tür ile ülkemiz florasında bulunan tür sayısı bakımından en zengin familyadır. Familyanın Senecioneae tribusunda yer alan Doronicum L. cinsi son verilere göre ülkemizde 9 tür ve 1 alt tür ile temsil edilmekte olup endemizm oranı %40’tır. Ülkemizde bulunan türlerin genellikle yayılış alanları dar olup çoğunlukla Kuzey ve Doğu Anadolu dağlarının nemli bölgelerinde yetişmektedirler. Cins üzerinde en son kapsamlı çalışmalar 2000’li yılların başında gerçekleştirilmiş olup türler üzerinde yapılan bazı morfolojik ve moleküler çalışmalarla cinsin sistematiği aydınlatılmaya çalışılmıştır. Elde edilen veriler sonucunda Türkiyede’de yer alan bazı türler sinonim seviyesine düşürülmüştür. Avrupa’da Doronicum türlerinden halk arasında kalp hastalıkların, epilepsi, malarya, sindirim sistemi hastalıkları ve akrep-yılan zehirlenmeleri gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır. Ülkemizde D. orientale (Acımık, Baylıkotu, Kaplanotu, Sarı papatya, Sarı çiçek) türünün taze kökleri kısırlık tedavisinde kullanılırken, topraküstü kısımlarının dekoksiyonu dahilen diüretik olarak kullanılmaktadır. Ayrıca büyük ve gösterişli çiçeklerinden dolayı Avrupa’da süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Doronicum türlerinin topraküstü kısımları ve kök ekstrelerinin pirolizidin alkaloidleri, flavonoitler, kumarinler, terpenler, benzofuranlar (tremeton türevleri) gibi bileşikler içerdiği birçok çalışma ile gösterilmiştir. Uçucu yağın içeriğinde ise seskiterpen ve monoterpene bileşikler öne çıkmaktadır. Günümüze kadar türler üzerinde antienflamatuar, antioksidan, antimikrobiyal, antitümoral, hepatoprotektif, üreaz inhibitör, α-amilaz inhibitör, α-glukozidaz inhibitor ve kolinesteraz inhibitör aktivite çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Her ne kadar zehirli bitkiler olarak bilinseler de Doronicum türlerinin kanıtlanmış biyolojik aktiviteleri ve içerdikleri biyoaktif bileşikler ile bitkisel ilaç olarak kullanılabilecek aday molekülleri içerdikleri düşünülmektedir. Türler üzerinde gerçekleştirilecek ileri çalışmalar ile özellikle Alzheimer hastalığı ve çeşitli kanser türleri için tedaviyi destekleyecek yeni bileşiklerin keşfedilebileceği ümit edilmektedir.