Bu çalışmada evde sağlık hizmeti alanlara bakım verenlerin yükü ve stresle başa çıkma durumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kesitsel tipteki araştırmada çalışma grubunu Samsun ilinde ikamet eden ve İl Sağlık Müdürlüğü Evde Sağlık Hizmetleri Biriminden hizmet alanlara bakım veren 156 kişi oluşturdu. Katılımcılara 01-30 Nisan 2018 tarihleri arasında yüz yüze görüşme yöntemiyle anket uygulandı. Araştırmacılar tarafından oluşturulan ankette sosyodemografik özellikleri içeren soruların yanı sıra, Zarit Bakım Veren Yükü Ölçeği (ZBVYÖ) ve Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği soruları yer almakta idi. Çalışmaya katılan bakım verenlerin yaş ortalamaları 50.8±10.2 yıl (min=23-maks=75), %90.4’ü kadın, %51.9’u ilkokul mezunu, %73.7’si evli ve %84.0’ü çocuk sahibiydi. Herhangi bir kronik bir hastalığı olanların sıklığı %66.0’ydı. Tam gün bakım verenlerde, bakıma yardım eden başka biri olmayanlarda ve kronik hastalığı olanlarda bakım verme yükü daha fazla iken, bakım verenlerin %14.7 si yükü olmadığını, %9.0’ı ise aşırı yükü olduğunu ifade etti. Bakım yükü ağır olanlarda kendine güvenli yaklaşım (p=0.024), iyimser yaklaşım ölçek puanları düşük (p=0.030), çaresiz yaklaşım ölçek puanı yüksek iken (p<0.001), sosyal desteğe başvurma (p=0.461) ve boyun eğici yaklaşım puanlarında fark bulunmadı (p=0.984). ZBVYÖ puanları ile kendine güvenli yaklaşım (r=-0.235, p=0.003) ve iyimser yaklaşım (r=-0.228, p=0.004) ölçek puanları arasında negatif yönde, zayıf, anlamlı ilişki varken, çaresiz yaklaşım (r=0.378, p<0.001) puanıyla pozitif yönde, orta düzeyde, anlamlı ilişki bulundu. Bakım verme süreci oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Bu nedenle bakım verenler hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan desteklenmelidir. Gerek toplumsal gerekse kurumsal desteğin bakım yükünü azaltmak için faydalı olacağı, ayrıca verilecek sosyal desteğin kişilerin stresle başa çıkmasını kolaylaştıracağı düşünülmektedir.