Özet:Sütun kaidelerinin bezemeli olarak yapılması, Anadolu Mimarlığı'nda Hellenistik Dönemden itibaren görmeye başladığımız Attika kökenli bir uygulamadır. Didyma Apollon Tapınağı ve Sardes Artemis Tapınağı ile başlayan ve Hermogenes'e atfedilen yapılarda farklı biçimlerde karşımıza çıkan bu uygulama, Erken Roma Dönemi ve sonrasında da devam etmiştir. Bezemeli sütun kaideleri Hellenistik Dönemde, çoğunlukla, boyutları ve süslemeleri ile hemen hepsi birer prestij yapısı olan tapınaklarla özdeşleşmişken, Erken Roma Dönemin-den itibaren giriş kapıları ve onur anıtlarında da görülmeye başlanmıştır.Roma İmparatorluk Döneminde başta önemli tapınaklar olmak üzere farklı işlevdeki yapılarda bezemeli kaidelere yer verilmiştir. Ancak uygulamanın İmparatorluk döneminin yoğun yapı faaliyetleri içerisindeki oranı, beklenenin aksine oldukça sınırlıdır. Anıtsal boyutları nedeniyle mimari süslemeleri hiçbir zaman bitirilememiş olan tapınaklarda açıkça gözlemlendiği gibi, bezemeli kaidelerin büyük ölçekli yapılarda uygulanmasının zaman ve ekonomik açıdan getirdiği güçlükler, İmparatorluk Dönemi'ndeki sınırlı tercihin en önemli nedeni olarak kabul edilebilir.Bu çalışmada, Hellenistik ve Roma Dönemi Anadolu Mimarlığı kapsamında bu uygulamanın görüldüğü yapılar ve genel eğilimler ana hatları ile değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Abstract: The decorated column bases in Hellenistic-Roman Architecture in AnatoliaThe act of including the column bases into the architectural decoration programme is one of the Attic characteristics emerged for the first time at the Anatolian Architecture of Hellenistic Period. This execution starting with Apollon Temple of Didyma and Artemis Temple of Sardes and in a different way at the temples which were attributed to Hermogenes lasted in the Early Roman Period and later on. While this treatment is seen mostly on the temples all