Filmler, diziler, müzikler, bilgisayar oyunları, kitaplar, dergiler, karikatürler, eğlence yerleri gibi sayısız ürünle gündelik hayatla iç içe olan popüler kültür, özellikle 2000'li yıllardan itibaren Uluslararası İlişkiler (Uİ) disiplininde de kendine yer bulmakta, toplumlar arası ilişkilere, ülkelerin dış politikalarına ve küresel siyasete mercek tutan bir çalışma alanı olarak önem kazanmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmaların artmasıyla Popüler Kültür ve Dünya Siyaseti (Popular Culture and World Politics, PCWP) başlığında bir araştırma ajandasının oluşmaya başladığı görülmektedir. Bununla birlikte, Uİ disiplininin bir alt alanı olan güvenlik çalışmalarında popüler kültür konusu yeteri kadar ilgi görmemektedir. Genel olarak literatürdeki bu eksiklik Türkiye'deki Uİ çalışmalarında da hissedilmekte, popüler kültürün Türkiye siyasetindeki yeri, temsili, siyaseti şekillendirmesi ve etkilemesi nadir olarak çalışılmaktadır. Popüler kültürün siyasetin, özellikle güvenlik siyasetinin hem yansıması hem de yansıtanı olduğu varsayımıyla yola çıkan bu çalışma, önemli bir popüler kültür ürünü olan ve son dönemde ciddi değişiklikler gösteren Türk Sineması'nı temel alarak, 2000'ler Türk Sineması'ndaki güvenlik algı ve temsilini ele almaktadır. Bu dönemden örnek olarak seçilen filmlerin güvenlik çalışmalarında temel olarak sorulan kimin güvenliği ve hangi tehditler sorularına nasıl cevaplar verdiği, bu filmlerin nasıl bir güvenlikleştirme ve güvenlik-dışılaştırma temsili yaptığı, söylem analizi yöntemlerinden biri olan Çoklu Model Eleştirel Söylem Analizi kullanılarak analiz edilmiş ve bu filmlerdeki metinsel ve görsel söylemin güvenlikle ilişkisi incelenmiştir. Sonuçta, bu çalışma son dönem Türk Sineması'nın Türkiye'deki güvenlik ilişkileri, süreçleri ve olaylarından bağımsız olmadığını, dolayısıyla Türkiye'deki güvenlik siyasetini ve tehdit algılarını yansıttığını göstermektedir.