Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Savaşı, tarihteki Türk zaferlerini kutlayan ve eski Türk devletleri ile modern Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sürekliliği vurgulayan tarihsel anlatının mihenk taşlarından biridir. Ayrıca toplumun geniş kesimlerince paylaşılan bir gurur kaynağı ve ulusal kimliğinin kurucu mitlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu yönüyle, bilimsel çalışmaların yanı sıra popüler tarihçiliğin de ilgi alanına girmektedir. Bu çalışma, Malazgirt Zaferi’nin Cumhuriyet’in toplum tasarımında 1950’li yıllara kadar ihmal edildiği iddiasını akademik tarihçilik ve ulusal basının kesişimine odaklanarak tartışmaya açmaktadır. Çalışmada, Cumhuriyet gazetesi örneğinde Malazgirt Savaşı’nın Türk ulusal kimliğinin şekillenmesindeki rolüne değinilmektedir. Ayrıca pek çok yönüyle savaş hakkında akademik çalışmalara nadiren yansıyan ya da hiç rastlanmayan bazı detaylara ışık tutulmaktadır. Çalışmanın evrenini Cumhuriyet gazetesinin Türk basınında ilk kez linotip baskı kullanmaya başladığı 1 Ocak 1930’dan 31 Aralık 1950’ye kadar olan tüm sayıları oluşturmaktadır. Cumhuriyet gazetesinin elektronik arşivinden temin edilen nüshalar, tarihsel araştırma metoduna uygun olarak belirli anahtar sözcükler ve üçüncü parti yazılımların yardımıyla analiz edilmiştir. Bu bağlamda Türk basınının, savaşı daha geniş kitlelere tanıtarak toplumsal hafızayı berraklaştıran yeni bir bilinç oluşturmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Araştırma kapsamında, Malazgirt Savaşı üzerine sahada yapılan etütlerin bugüne kadar bilinenlerden daha eskiye gittiği tespit edilmiştir. 1930’lu yıllardan itibaren Türkiye’de Selçuklu tarihçiliğinin yükselişe geçmesiyle, akademik çalışmalar ile popüler yayınların dirsek teması kurdukları görülmüştür.