İmar planı uygulamalarında, kapanan yol fazlalıklarının belediye adına arazi ve arsa düzenlemesine (AAD) alınması, idari yargı tarafından hukuka uygun görülmemiştir. Yerleşik halde gelmiş bu Danıştay görüşüne karşın belediyeler ihdas edilen yol fazlalıklarını kullanmayı fazlasıyla benimsemiş, bu hisseler çözümleyici olarak diğer maliklere satılmış ancak idari yargıdaki en yaygın AAD iptali gerekçesi de böylelikle oluşmuştur. Yol fazlalıklarından belediyesi adına tescil edilen hisselerin satışı, imar uygulamasının başarısına katkı sağlasa da iptal kararı sonrası geri dönüşüm işlemleri pek çok durumda imkânsızlığa karşılık gelmektedir. Geri dönüşüm işlemlerinin açmaza girmesi çok sayıda imar uygulamasını ilgilendiren önemli bir sorundur ve imar sürecinin akim kalması hem paydaşların hem de kamunun zararınadır. İmar Kanununa 2020 yılında eklenen bir fıkra ise geri dönüşüm işlemlerinde fiili ve hukuki imkânsızlık durumunda anlaşma ya da bedel ile denkleşme şeklinde bir usul tanımlamaktadır. Yasa metnindeki tanımın kapanan yol fazlalıklarından elde edilen hisselerin satışını da kapsadığı ve böylelikle önemli bir açmazın aşılabileceği düşünülmektedir. Bu doğrultuda önerilen usul, geri dönüşüm sonrası tekrar yapılmış ve idari yargılama süreci yeniden başlamış bir imar uygulamasında kullanılmış, birinci basamak idari yargıda hukuka uygun bulunmuştur.