Association between the No-Reflow Phenomenon and Soluble CD40 Ligand Level in Patients with Acute ST-Segment Elevation Myocardial Infarction

Abstract

Background and objectives: No-reflow (NR) phenomenon is defined as insufficient myocardial perfusion in coronary circulation in the absence of angiographic evidence of mechanical obstruction. The primary mechanisms of the NR occurrence are thought to be high platelet activity and thrombus burden. Soluble CD40 ligand (sCD40L), which is released into the plasma following platelet activation, accelerates the inflammatory process and causes further platelet activation. The aim of our study is to investigate the relationship between the NR phenomenon and sCD40L level in patients with ST-elevation myocardial infarction (STEMI). Methods: A total of 81 acute STEMI patients undergoing primary percutaneous coronary intervention and 40 healthy participants were included in this study. Acute STEMI patients were classified into two groups: 41 patients with the NR phenomenon (NR group) and 40 patients without the NR phenomenon (non-NR group). The serum sCD40L level was measured for all groups. Results: The serum sCD40L level was significantly higher in the NR group than in non-NR and control groups (379 ± 20 pg/mL, 200 ± 15 pg/mL and 108 ± 6.53 pg/mL, respectively; p < 0.001). Univariate regression analysis demonstrated that male sex, age, Gensini score and sCD40L level were the possible factors affecting the occurrence of the NR phenomenon. In multivariate regression analysis, age (odds ratio [OR], 1.091; 95% confidence interval [CI], 1.023–1.163; p < 0.008) and serum sCD40L (OR, 1.016; 95% CI, 1.008–1.024; p < 0.001) remained the independent predictor of the presence of NR. Conclusions: Our study showed that serum sCD40L level was an independent predictor of the NR phenomenon occurrence.

ST Elevasyonsuz Miyokart Enfarktüsü Geçiren Erkek Hastalarda Serbest Testosteron Düzeyi ile Koroner Arter Hastalığının Ciddiyeti Arasındaki İlişki

“…Daha önce yapılan çalışmalarda, testosteron replasman tedavisinin iskemi semptomlarını iyileştirdiği ve düşük testosteron düzeyinin istenmeyen kardiyak olaylar ile ilişkili olduğu gösterilmiştir (15). Bununla beraber, yine bir çok çalışma inflamasyon belirteçleri ile KAH arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur (12,19,20…”

Use of T-wave duration and Tpeak-Tend interval as new prognostic markers for patients treated with cardiac resynchronization therapy

“…Multivariable logistic regression analysis was performed to determine independent predictors of responder CRT [11,12]. The receiver operating characteristics (ROC) curve analysis was used to evaluate the optimal cut-off of the QRS, QT, T-wave and Tp-e interval prediction model for CRT responder.…”

The Relationship between Plasma von Willebrand Factor Level and Severity of Coronary Artery Disease in Patients with Acute Coronary Syndrome

“…Hastalar GS'ye göre iki sınıfa bölündü: grup 1 (GS <32 olanlar, hafif KAH) ve grup 2 (GS ≥32 olanlar, ciddi KAH) (12). 11 (10)(11)(12)(13)(14) 11 (10)(11)(12)(13)(14) 0.846…”

“…Koroner arter hastalığının yaygınlığını ve ciddiyetini değerlendirmek için anjiyografik bir skorlama sistemi olan Gensini skoru (GS) kullanılmaktadır. AKS'lu hastalarda başvuru anındaki yüksek GS'nin kötü kardiyak olaylar ile ilişkili olduğu bilinmektedir (10,11). Literatürde AKS ile başvuran hastalarda vWF düzeyi ile GS arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar çok sınırlıdır.…”

“…Çalışma gruplarının biyokimyasal ve ekokardiyografik özellikleri Tablo 2'de gösterilmektedir. Grup 2'deki hastalarda vWF (140 IU [101-149]'e karşın 120 IU [100-134], P=0.010), BK (10.5[8][9][10][11][12][13][14][15]'e karşın 9.7[7-12.3], P = 0.032), CRP (20 mg/dL'e karşın 11 mg/dL [4-37], P=0.038) ve ESH (20[14][15][16][17][18][19][20][21][22][23][24][25][26][27][28][29]'e karşın 14[10][11][12][13][14][15][16][17][18][19][20][21][22][23], P=0.007) anlamlı olarak daha yüksek idi. Yapılan korelasyon analizinde, gensini skoru ile vWF (r = 0.228, p = 0.007) ve ESH (r = 0.222, p = 0.010) arasında pozitif yönde korelasyon olduğu görüldü (Tablo 3).…”