Kişisel veriler başta olmak üzere kişilik haklarına ilişkin en güncel ve yeni nesil haklardan biri unutulma hakkıdır. Bu hak kişilerin geçmiş ve gelecekteki bilgilerinin hatırlanmamasını talep etme hakkını kapsamaktadır. Kişisel verilerin işlenmesinin hukuka aykırı olması ve verilerin işlenmesinde güncel bir yararın bulunmaması gibi nedenler unutulma hakkının kullanılmasını gerektirebilir. Bununla birlikte unutulma hakkının kapsamı somut olayın niteliğine ve şartlarına göre değerlendirilmelidir. Bu hak Anayasada korunan haklarla birlikte değerlendirilerek bir denge içerisinde ele alınmalıdır. Hakların çatışması halinde birey ve toplumun lehine olacak hukuki korumanın öncelikle ele alınması gerekmektedir. Gelişen teknolojiyle kişisel verilerin akıbeti daha da önemli hale gelmiştir. Kişi sadece hayattayken unutulma hakkından yararlanıyor olması ölü kişinin ve yakınlarının menfaatlerini zedeleyebilecektir. Ayrıca çocuğun üstün yararı, doğal afet gibi ölümle sonuçlanan ciddi kriz durumları gibi meselelerde bireylere ilişkin verilerin, görüntülerin ve seslerin arşivlenmesi, yayınlanması ve bunların arama motorlarında ulaşılabiliyor olması ölü kişinin ve yakınlarının geleceğe yönelik menfaatlerine aykırılık oluşturabilecek durumlardır. Bu açıdan kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu kabul edilse de unutulma hakkının belli durumlarda mirasçılar tarafından da ileri sürülebileceği kabul edilmelidir. Çalışmada unutulma hakkının kapsamı, alanı, özellikle ölümden sonra hakkın mirasçılar tarafından kullanılıp kullanılmayacağı hususları doktrin ve yargı kararları çerçevesinde ele alınacaktır.