İnsanca sığınma kavramı, sığınma arayan kişinin hedef ülkeye ulaşması ve varış ülkesinde bulunduğu zaman bağlamında değerlendirilmelidir. Sığınma arama sürecinde bireyin insanca bir muameleye tabi tutulması insanca sığınmanın kavramsal değerinin ilgili devletçe hukuk ve uygulamada idrak edilmiş olması ile mümkün olur. Bahsi geçen idrak, sığınma başvurusu işletim sürecinin kişiler için belirsiz kılınmaması ve hukuk önünde kişi olarak tanınma hakkının ilgili ülke tarafından benimsenmiş olması anlamına gelmektedir. Sığınılan ülkede insana yakışır bir sığınmanın kişi için mümkün kılınmış olduğu çıkarımına varılabilmesi için ülkedeki sosyal uyum sürecinin de ayrıca dikkate alınması gerekir. Sosyal uyum, hukuk önünde kişi olarak tanınma hakkının ulusal düzenlemelerde ve uygulamada ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi ve mekânsal alanlara sirayet etmiş olması ve kişinin içerisinde bulunduğu sürecin belirsiz kılınmaması ile gerçekleşebilir.
Makale, hedef ülkeye varış sürecinde insanca sığınma kavramını dünyadan örnekler bağlamında tartışır ve uluslararası hukuk düzenlemeleri üzerinden sığınma arayan kişilerin hakları ile devlet uygulamalarının hangi durumlarda insanca sığınma kavramına ters düşeceğini analiz eder. İnsanca sığınma kavramının varış ülkesinde geçirilen ve toplumsal uyuma ilişkin boyutunu ise Türkiye’de bulunan Suriyeliler ile ilgili olarak hukuk ve uygulamayı göz önünde bulundurmak suretiyle somutlaştırır. Neticesinde, makale insanca sığınmanın hukuk ve uygulamanın örtüştüğü noktada gerçekleşeceğini vurgulamakla beraber, özellikle sosyal uyum açısından farklı dinamiklerin denkleme girmesi nedeniyle insanca sığınma kavramında gri alanlar olabileceğine işaret eder.