Benlik ve zihin, insanın anlamlı geçmiş yaşantılarının birikimli etkisi ile oluşur. Bu tanım örtük ya da açık olarak pek çok kişilik kuramının temel kabulüdür. Böyle bir kabul hangi yönelimden olursa olsun kişilik kuramlarını kaçınılmaz olarak iki temel kavram üzerinde buluşturur. Bunlardan ilki yaşan-tılara anlam veren duygular, ikincisi ise bu yaşantıların birikimli şekilde saklanmasıyla ilgili olarak bellektir. Yaşantıların saklandığı ve geri getirildiği bellek yapısı otobiyografik bellektir. Kişilik oluşumunun yanı sıra duygular ve otobiyografik bellek, pek çok bozukluğun ortaya çıkması ve sürdürülmesinde de işlev görmektedirler. Dolayısıyla bu iki kavramın insanı açıklamada hem uzunlamasına hem de kesitsel işlevleri olduğu söylenebilir. Bozukluklar söz konusu olduğunda duygular ile otobiyografik belleğin gelişimsel olarak nasıl şekillendiğini anlamak, bize bozukluğun yatkınlaştırıcı içsel faktörlerini anlamada yardımcı olacaktır. Bu iki yapının akut bir olayda nasıl çalıştığını ve birbirini nasıl etkilediğini anlamak ise bozuklukların ortaya çıkarıcı mekanizmalarını anlamakta yardımcı olacaktır. Literatüre bakıldığında duygular ile otobiyografik belleği ele alan ve klinik sonuçları olan kuramların bir bütünlük göstermediği görülmektedir. Bellek kuramlarının genellikle bilişsel ve semantik yapılara ağırlık verdiği, duyguları ihmal ettiği, duygular ile ilgili kuramların ise genellikle belleği ve örgütlenmesini ihmal ettiği gözlenmektedir. Bu iki kavrama aynı çerçeve içinde yer veren kuramların sayısı oldukça azdır. Bu yazıda duygular ve otobiyografik belleği bir arada alan kuramlardan Benlik Bellek Sistemi, Çağrışımsal Ağ Kuramı, Yapısalcı ve Bağlamsal Kuramlar, Duygu Düzenleme Kuramı ele alınmıştır. Aynı zamanda, duygular ve otobiyografik bellekle bağlantılı depresyon ve travma konulu araştırmalar taranarak değerlendirilmiştir. Bu kuramların travma sonrası stres bozukluğundaki geri dönüş anıları, disosiyasyon, amnezi, aşırı genel anı gibi, depresyondaki rahatsız edici düşünceler, rüminasyonlar, olumsuz anı hatırlama, olumlu anı hatır-layamama yanlılıkları gibi belirtilerin anlaşılıp açıklanmasında yararlı olacağı