Although heart transplantation is the optimal treatment option in patients with end-stage heart failure, the pretransplantation impairments in functional capacity often persist after the surgery. Physical therapy and rehabilitation approaches are vital to prevent postoperative pulmonary complications. These therapeutics also allow for early mobilization in the immediate postoperative period, and they improve exercise capacity and muscle strength/endurance in the later stages.Keywords: Heart transplantation, pulmonary rehabilitation, physical therapy
ÖzetKalp transplantasyonu son dönem kalp yetmezliği tedavisinde optimal tedavi seçeneği olmasına rağmen transplantasyon öncesi fonksiyonel kapasitedeki azalmalar cerrahi sonrası da devam etmektedir. Postoperatif erken dönemde cerrahi sonrası pulmoner komplikasyonların önlenmesinde ve erken mobilizasyonun sağlanmasında, geç dönemde ise egzersiz kapasitesinin geliştirilmesi ve kas kuvvet ve enduransının arttırılmasında fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımları oldukça önemlidir.Anahtar kelimeler: Kalp transplantasyonu, pulmoner rehabilitasyon, fizyoterapi
GİRİŞKalp transplantasyonu sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu % 25'in altında olan ve medikal tedaviye yanıt vermeyen NYHA III-IV kalp yetmezliği hastalarında optimal tedavi seçeneğidir. Revaskülarizasyon yön-temleri, kapak cerrahileri ve volüm azaltıcı tekniklerin uygulanamıyor veya önceden uygulanmış olması, inatçı aritmiler, intravenöz inotroplara veya ventriküler destek cihazlarına bağımlı olma, akut kalp yetmezliği ve kardiyak tümörler diğer endikasyonları oluşturur (1). Bekleme listesine alınma kriterleri merkezden merkeze farklılık gösterse de sıklıkla maksimum egzersiz testini tamamlayabilen ve pik VO 2 ≤14 mL/kg/dk (beta bloker tedavi alanlarda ≤12 mL/kg/dk) olan hastalar transplantasyon adayı olarak kabul edilir. Bununla birlikte hastanın transplantasyon öncesi ve sonrasında yoğun medikal tedavi ve rehabilitasyon sürecine hazır ve istekli olması, aynı zamanda duygusal ve psikolojik olarak stabil durumda bulunması gerekmektedir (2).Dünyada insandan insana ilk kalp transplantasyonu 1967 yılında Christian Barnard tarafından gerçekleş-tirilmiş olup, onu takip eden yılda ülkemizde Kemal Beyazıt ve ondan 2 gün sonra Siyami Ersek tarafından ilk nakiller yapılmıştır. Sağlık Bakanlığı güncel verilerine göre 2014 yılı itibariyle Türkiye genelinde 536 hasta kalp transplantasyonu bekleme listesinde yer almaktadır (3). Organ kurtarma konusundaki ilerlemeler, gelişen cerrahi teknikler, immunsupresanlar ve komplikasyonların başarılı bir şekilde önlenmesi ve tedavisi sonucu yaşamda kalış süreleri giderek artmaktadır. Kalp transplantasyonundan sonra ortalama yaşam süresi 10 yılın üzerine çıkmıştır. Yaşam süresindeki bu artış transplantasyon sonrası fiziksel durum, fonksiyonel seviye ve yaşam kalitesi gibi konulara önem kazandırarak kalp transplantasyonu hastasında pulmoner rehabilitasyon ve fizyoterapi programlarının tedavinin her aşamasında integral bir komponent haline gelmesine yol açmıştır (4).Transplantasyon ön...