Kahve içme edimini; ekonomik, kültürel ve toplumsal veriler sağlayan bir metin olarak okumak mümkündür. Bu makalede kahve içmek, yemek sosyolojisinin yapısalcı yorumları ışığında, Batman şehrindeki Starbuck’ın akademisyen müşterileri üzerinden çözümlenmiştir. Nitel yöntem kullanılarak elde edilen bulgular betimsel analiz tekniğiyle çözümlenmiştir. Her şeyden önce lezzetli kahvesi nedeniyle tercih ettikleri Starbucks, üniversite hocalarının şehirdeki ‘üçüncü mekânıdır’. Onlar için Starbucks bir ölçüde Batılılığı ve modernliği anlatmaktadır. Çalışmada erişilen bulgulara göre; Starbucks, kentteki akademisyenlerin sosyal ve psikolojik gereksinimlerini karşılama fonksiyonu da görmektedir. Bununla bağdaşık olarak erişilen önemli bir diğer sonuç da, akademisyenlerin kendilerini bu mekânda ve bu mekân üzerinden ayrıştırma eğilimleri olmuştur. Çalışma, akademisyenlerin hafta sonu Starbucks’a gitmeye bilinçli biçimde karşı durduklarını ortaya sermiştir. Görüşmecilerin büyük çoğunluğu Starbucks’a bir maksat atfetme eğilimindedir. Akademisyenler Starbucks’a olan rağbeti; kültürlenmiş beğeni-eğitilmemiş beğeni dikotomisiyle kategorize etmektedir. Çalışmanın eriştiği önemli bir diğer bulgu da, Starbucks’ın katılımcılarına uyguladığı sessiz bir dayatmanın varlığı olmuştur. Burası açıldığı ilk günlerde bir ‘Batman Starbucksıdır’. Ancak zamanla mekân ‘diğerlerini’ elemiş ve kendi kimliğini oturtmayı başarmıştır. Akademisyenlere göre buraya gelenlerin pek çoğu aslında metayı ziyaret etmekte ve Starbucks üzerinden kimliklerini ‘dekore etmeye’ çalışmaktadır. Batman Starbucks’ta “alt tarafı bir kupa kahve içmek” gibi görünen davranış aslında bir dizi dayatma, denetim ve değer içeren toplumsal bir görüngüdür.