Kamu görevlilerinin faaliyetleri sırasında gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek suretiyle yüz kızartıcı bir suç olan “Resmi Belgede Sahtecilik” suçunu işlemeleri halinde ilgililer hakkında adli ve idari tahkikat yürütülmesi gerekmektedir. Adli yargıda söz konusu fiilin işlenmesi neticesinde yapılan yargılamalarda istikrar kazanmış, öngörülebilir mahiyette kararlar verildiği görülmektedir. Ancak idari yargıda, söz konusu fiilin işlenmesi akabinde yürütülen idari soruşturmalar neticesinde verilen disiplin cezalarına konu olan kararların birbiri ile çeliştiği, buna bağlı olarak da idarelerin disiplin hukukunun icrası anlamında önemli tereddütlerde kaldıkları görülmektedir. Adli yargıda suçun oluşması için aranan unsurların dışında idari yargıda “menfaat temin etme”, “kast”, “kamu zararına yol açma” gibi şartların aranması aynı fiilde iki ayrı yargı kolunda farklı kararların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Özellikle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda anılan fiil kapsamında açık bir düzenlemeye gidilmemesi ve iki farklı disiplin cezası özelinde mezkûr fiilin anlamlandırılması önemli çelişkilere yol açmaktadır. Bu çalışmada, resmî belgede sahtecilik suçunun işlenmesi akabinde idari ve adli yargı mercilerinin verdikleri kararlar 657 sayılı Kanun ve 5237 sayılı TCK özelinde mukayese edilerek idareler nezdinde ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi için çeşitli önerilerde bulunulması amaçlanmıştır.