Sosyal mecralara giderek bağımlı hale gelen günümüz insanları, birbirlerini daha çok anlamaya, tanımaya ve iletişim kurmaya ihtiyaç duymaya başlamıştır. İnsanların sosyal medya platformlarında barış ve huzur içinde iletişim kurmaları için empati becerilerine sahip olmaları gerekmektedir. Bireylerin önyargılardan uzaklaşarak hoşgörülü olmaları ve farklılıkları görebilmeleri ise iletişimin temelini oluşturmaktadır. Bu sebeple, tüm bu yargıları barındıran empati kavramı araştırmacılar tarafından en çok ilgi duyulan ve tartışılan kavramların başında gelmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada, bireylerin empati düzeyleri ile sosyal medyada siyasal katılım davranışları arasındaki bağı saptamayı amaçlanmaktadır. Bu kapsamda araştırmanın evrenini ise Uşak'ta yaşayan seçmenleri oluşturmaktadır.Empatiye ait bu kavramsallaştırmalardan da anlaşılacağı üzere öz olarak empati, farklı insanların duygu ve düşüncelerini anlamayı gerektirmektedir. Politik mecralar söz konusu olduğunda empati duygusuna sahip yurttaşların birlikte hareket etme ve toplumsal beklentileri bireysel menfaatlerin önüne alması beklenmektedir. Dolayısıyla seçmenlerin bireysel empati tutumlarının siyasal katılım davranışları üzerinde etkili bir faktör olduğu varsayılabilir. Öte yandan, empati ve siyasal katılım kavramları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların kısıtlı olması açısından sunulan araştırma önem taşımaktadır. Ayrıca siyasal katılım faaliyetlerini inceleyen araştırmalar yönetsel beklentilerin görünür kılınmasına da katkı sunmaktadır. Dolayısıyla bu çalışma vesilesiyle bireylerin siyasal katılım davranışları altında yatan beklentilerin, toplumsal bir merkezde mi yoksa daha öznel bir daire de mi toplandığı da ortaya konulacaktır.Sonuçlar; seçmenlerin empati düzeylerinin, sosyal medyadaki siyasal katılım davranışlarını negatif yönde etkilediğini göstermektedir. Öte yandan "bilişsel empati", "algısal empati" ve "politik söylem" alt boyutları arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca seçmenlerin yaşı arttıkça siyasal katılma davranışlarında bir azalma söz konusudur. Bir diğer dikkat çeken bulgu ise; seçmenlerin çevrimiçi olma sürelerinin artması ile birlikte daha fazla politik söylemde bulunmalarıdır.