Belgesel film, sinema tarihi boyunca gerçekliği kendine özne edinen yapısı ile güçlü bir anlatım aracı olmuştur. Bu yönü ile belgesel filmler, izleyicilerin tutum ve davranışlarında etkili olabilmektedir. Bu çalışmada, tarihsel süreç içerisinde farklı gruplar tarafından kitleleri etkileme amacı ile kullanılan belgesel filmlerin, önyargılı tutumlar üzerindeki etkisini test etmek amaçlanmaktadır. Bu amaçla belediye çöplüklerinde çalışan insanların yaşamını konu alan Çöp belgesel filminin, çöplükte çalışan bireylere yönelik tutumları değiştirme gücü incelenmiştir. Mevcut araştırmanının örneklemini 103 üniversite öğrencisi ve personeli (yaş ort.= 22,43, SS= 6,39) oluşturmaktadır. Bu araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Mesafe Ölçeği, Empatik Eğilim Ölçeği ve Önyargısal Tutum Ölçeği’nden oluşan bir anket formu kullanılmıştır. Ek olarak katılımcıların, çöp toplayanlara yönelik kalıpyargılarını ve duygularını değerlendirmek amacıyla cümle tamamlama ifadeleri sunulmuştur. Bu araştırmada deney ve kontrol grubu katılımcılarından ön test ve son test aşaması kapsamında iki farklı zamanda ölçüm alınmıştır. Deney grubunda yer alan katılımcılar Çöp belgeselini izlerken, kontrol grubundaki katılımcılar Bademler belgesel filmini izlemiştir. Elde edilen verilerin analizi sonucunda, deney grubunda yer alan katılımcıların ön test ve son test pozitif duygu ve negatif duygu puanlarının beklenen yönde değiştiği belirlenmiştir. Deney grubu ve kontrol grubu katılımcılarının, sosyal mesafe düzeylerinde ise beklenenin tersi yönde anlamlı bir etki görülmüştür. Cümle tamamlamaya ilişkin yanıtlar incelendiğinde ise deney grubu katılımcılarının, kontrol grubuna kıyasla, çöplükte çalışanlara yönelik olumlu ifadelerinin arttığı tespit edilmiştir. Buna ek olarak, deney grubunda yer alan katılımcıların, belgeseli izledikten sonra çöplükte çalışanlara yönelik empatik ifadelerinin yoğun olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bu bulgular, adil dünya inancı ve hazırlayıcı etki kavramları çerçevesinde tartışılmıştır. Bu araştırmanın, belgesel sinema ve önyargı konusundaki bilgi birikimine ve önyargıların azaltılması konusunda geliştirilecek programlara katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra araştırmanın, iletişim çalışmalarındaki etki alanlarının genişlemesi ve sinemanın toplumsal katkısının artması gibi durumlara temel oluşturacağı ön görülmektedir.