Doğa, sınırsız farklı biçimleri ile her zaman sanatçılara ilham kaynağı olmuştur. Bu açıdan değerlendirildiğinde doğa, bünyesinde barındırdığı matematik ve geometri içeren sonsuz düzeneği ile öğretici bir kimlik de taşımaktadır. Sanat yapıtlarında doğa çözümlerine Rönesans’tan güncel sanat akımlarına kadar hemen hemen her dönem rastlanılmaktadır. Empresyonizm ile 1870’li yıllarda doğanın kompozisyonları değişen ışık değerleri göz önünde bulundurularak anlık olarak resmedilmiş ve kübizmde ise doğa geometrik bir çözümleme ile ele alınmıştır. Art Povera (yoksul sanat) ile sanat dünyasına doğadan gelen gerçek nesnelerin dayandığı kavram üzerinden süreçteki değişimlerine odaklanan yeni bir anlayış ortaya çıkarken, arazi sanatı, çevresel sanat, ekolojik sanat, yeryüzü sanatı gibi yeni sanat hareketleriyle insan-doğa ve yaşam ilişkileri önem kazanmıştır. Bu bağlamda doğayı odağına alan sanatsal ifadelerde hem doğal çevrenin tahribatına yönelik bir farkındalık oluşturmaya çalışılmış hem de doğanın kendisi üzerinde doğaya yapılan müdahalelerle kavramlar/fikirler öne sürülmüştür. Çalışmanın amacı, çağdaş sanatta doğaya yönelik çözümlemelere odaklanan sanatçıların eserleri üzerine okumalar gerçekleştirmektir. Araştırma bu kapsamda Nils Udo, Anna Garforth, Yong Ju Lee, Katerina Apale, Shona Wilson, Catriona Pollard ve Georgia O’Keeffe’nin sanat anlayışlarına odaklanmaktadır. Ayrıca, araştırmacı tarafından yapılan eserlerdeki doğaya yönelik izler, biçim ve içerik yönünden açıklanmaktadır. Makalede betimsel yöntem ve tarama modeli kullanılarak, durumlar üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan elde edilen bulgular olduğu gibi sunulmaya çalışılmıştır. Çalışma, hem birebir doğayı deneyimleyen sanatçıların yapıtlarını ve doğadan esinlene/yorumla görsel biçime dönüşen eserleri analiz etmek hem de doğanın sanattaki yansımasını ortaya koyabilmek açısından önem taşımaktadır.